Ans/h/ HASAN PAŞA (CEZAYİRLİ, GAZİ)

HASAN PAŞA (CEZAYİRLİ, GAZİ) (?-1790)

Osmanlı Devleti’nde cesaretiyle ünlü vezir.

Cezayirli ve Gazi lakaplarının yanısıra bıyıklarının büyük olması sebebiyle, Palabıyık sıfatıyla da anılmıştır.

Küçük yaşta esir edilmiş ve Tekirdağlı bir tüccar tarafından satın alınmış, çocukları ile birlikte büyütülmüştür. Atak bir mizaca sahip olduğu, kızınca efendisinin çocuklarını dahi dövmekten çekinmediği için, sahibi kendisini azat ederek verdiği sermaye ile Tekirdağ’dan uzaklaştırmıştır. Cezayir’e gitmek üzere bindiği gemi yabancı bir geminin saldırısına uğrayınca kılıcını sıyırıp bu gemiye geçmiş, dövüşürken iki geminin birbirinden ayrılmasıyla tek başına kalmış savaşmış, mürettebatın bir kısmını öldürüp, bir kısmını ambara kapatarak gemiyi ele geçirmiştir. Gösterdiği büyük cesaret Cezayirli dayısı tarafından takdirle karşılanmış, zaptettiği gemi kendisine bırakılmıştır.

Hasan Paşa’nın giderek artan şöhreti başta Cezayir beylerbeyi olmak üzere rakiplerini çoğaltmış ve bu yüzden Cezayir’den ayrılmak zorunda kalmıştır.

Bundan sonra İstanbul’a gelen Hasan Paşa Kalyon kaptanlığı rütbesiyle girdiği deniz kuvvetlerinden, kısa zamanda yükselerek kapudan paşadan sonra en yüksek rütbe olan kapudane-i hümayun rütbesine yükselmiştir. Hasan Paşa, 1768 Osmanlı-Rus Savaşı’na katılmış ve bu savaş sırasında gösterdiği büyük kahramanlıklardan dolayı kendisine beylerbeyilik ve kapudanelik verilmiştir.

10 Temmuz 177O’te Rusların Limni’yi kuşatması üzerine ani bir baskınla Rusları yenmiş daha sonra adanın güneyinde bulunan Hondoros Limanını da düşmandan kurtarmıştır. Bu büyük başarıları yüzünden kendisine (1770) Gazi unvanı verilmiş ve vezirlikle kapudan-ı deryalığa getirilmiştir.

Hasan Paşa, Boğaz Seraskerliği de üzerinde olmak üzere, 1773 yılına kadar kapudan-ı deryalık yapmıştır.

l.Abdülhamid’in tahta çıkmasıyla, Anadolu valiliği ile Rusçuk seraskerliğine tayin olunmuş: 1774’te ikinci defa kapudan-ı deryalığa getirilmiş, ve 15 yıl süren bu görevi sırasında padişahın üzerindeki nüfuzu veziriazamlarınkinden fazla olmuştur.

I.Abdülhamid’in ölümü ile yerine geçen III. Selim döneminde Hasan Paşa görevinden alınarak Anadolu valiliği ile İsmail seraskerliğine atanmıştır. Bu hizmeti sırasında İsmail önünde Rus ordularını yenen Hasan Paşa veziriazamlığa getirilmiştir (Kasım 1789). Hasan Paşa’nın sadareti kısa sürmüş: 30 Mart 1790’da 80 yaşında ölmüş ve Şumnu’da kendi yaptırdığı Bektaşi Türbesi’ne gömülmüştür.

Osmanlı devlet adamları arasında çok önemli bir yeri olan Hasan Paşa, yiğitliği, dürüstlüğü, zekası ile padişahın dahi saygı ve takdirini kazanmıştır.