LİMNİ ADASI
İstanbul’un fethine kadar (1453), Ege adalarından yalnızca İmroz, Limni ve Taşoz Bizans hakimiyeti altında bulunuyordu. Diğerleri Ceneviz ve Venedik cumhuriyetleriyle Rodos şövalyelerinin elinde idi. İstanbul’un fethinden hemen sonra Türk donanması güneye hareketle Gelibolu’ya gelmişti. Bunu gören Bizans hakimiyetindeki bu üç ada halkı, ani bir saldırı tehlikesiyle panik içinde daha güneydeki adalara göç etmeye başlamışlardır. Bu sırada, İmroz Adası’nda bulunan ve kendisi de İmrozlu olan son Bizans tarihçilerinden Kritovulos, halkı göçten vazgeçirmiş ve Gelibolu’da bulunan donanma komutanı Hamza Bey’e bir heyet göndererek adaların ani bir saldırıya uğramalarına mani olmuştur. Hamza Bey’e gönderdiği heyetle, ayrıca adaların Osmanlı topraklarına katılması için Fatih nezdinde girişimde bulunmasını da Hamza Bey’den talep etmiştir.
Kritovulos’un gönderdiği heyet Mayısta Edirne’ye ulaştığında, Enez ve Midilli Ceneviz beylerinin gönderdiği heyetler de gelmiş ve tabiiyetleri kabul edilmiş bulunuyordu. Bunun üzerine Limni, Taşoz ile birlikte Midilli, Ceneviz dukası Rodrigo’nun yönetimine bırakılmıştır. Venediklilerle uzun süre devam eden savaşlar sırasında Limni 1467’de Venediklilerin eline geçmiş: 1479’da yapılan barış antlaşmasıyla yeniden Osmanlıların olmuştur. Bu tarihten itibaren uzun müddet Osmanlı egemenliğinde kalan ada 1656’da yeniden Venediklilerin eline geçmiştir.
Fakat kısa bir müddet sonra Topal Mehmed Paşa idaresindeki Osmanlı donanması tarafından geri alınmıştır (1657). 1770 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Aleksoy bir ara adadaki Kastro Kalesi’ni kuşatmışsa da sonuç alamamıştır. Ancak Balkan savaşları sırasında ada bu kez de Yunanlılar tarafından işgal edilmiş (1912) ve Atina Antlaşması’yla Yunanlılara bırakılmıştır (1914). I. Dünya Savaşı’nda Müttefikler tarafından üs olarak kullanılmış; meşhur Mondros Mütarekesi de adadaki Mondros limanında imzalanmıştır.