ARNAVUTLUK’UN FETHİ
XV.yüzyıl, Osmanlılarla Arnavutlar arasında çetin mücadele ile geçmiştir. Güney Arnavutluk’da Arianites ailesi, yine güneyde ve ülkenin içerisinde, Arianiteslerle akraba olan, Topia’lar, Kuzey Arnavutluk’ta Kastriota ailesi bu çarpışmanın önderliğini yapıyorlardı.
Arianitesler ayaklanmış, (1432), ayaklanma II. Murad’ın gönderdiği Evrenesoğlu Ali Bey ve Turhan Bey tarafından bastırılmıştır (1435).
Bu sıralarda, Arnavutların milli kahramanı ve tarihlerinin en büyük kişisi gözü ile bakılan ve "Arnavutluk Prensi" diye adlandırılan Yorgi Kastriota (İskender Bey, 1403-1468) ortaya çıkmıştır. Yorgi, rehine olarak gönderildiği Osmanlı sarayında İslamlığı kabul edince kendisine "İskender" adı ve sonra "Bey" sanı verilmiştir. Yuvan Kastriota ölünce, II. Murad, Kastriotaların idaresi altındaki prensliği İskender Bey’e vermek istemiş, İskender Bey Kruya Kalesi’ni ele geçirip ayaklanmış (1443) ve tekrar Hıristiyan olmuş, Leş’de bütün Arnavut prenslerini toplayarak (Mart 1444) prensler arasında bir "Arnavut Bağlaşması "nı sağlamış, kendisi bu bağlaşmanın başkanı sıfatiyle Arnavut kuvvetlerinin komutasını eline almıştır.
İskender Bey, Osmanlıların ilerlemelerinden dehşete düşen İtalyan devletlerinin ve Macaristan’ın yardımını, özellikle Papa’nın maddi ve manevi teşviklerini görmüştür. Arnavutluk topraklarının sarplığından ve Osmalı savaş tekniğini bildiğinden Kruya’yı merkez yaparak Osmanlılara karşı uzun bir dayanma göstermiştir.
Sonra II. Mehmed, büyük ordular başında İskender Bey’e karşı savaşmışsa da onu kesin olarak yenmeye muvaffak olamamışdır.
II. Mehmed, gönderdiği orduların yenilmesi üzerine (1463) onunla bir anlaşma yapmış, 1466’da ve 1467’de bizzat kendisi sonuşsuz iki seferde bulunmuştur. İskender Bey 1468’de ölmüştür.
Osmanlılar Arnavutluk’un alınması işine İskender Bey’in ölümünden sonra da devam etmiştir. Anavutların elindeki son dayanak olan İşkodra Kalesi üç ayrı kuşatmadan sonra (1473-1474-1479) alınabilmiş, Venediklilerin elindeki Draç (1501), Ulgün ve Bar (1571) şehirleri de daha sonra alınarak Arnavutluk’un işgali tamamlanmıştır.
Osmanlı istilasından sonra XV. yüzyıl başında eski Arnavut aristokrasisinin Osmanlı Timar kadrosu içine alınması ile İslamiyet’in bunlar arasında kendiliğinden yayılması sağlanmıştır. Birçok Arnavutlar bundan sonra halis birer Osmanlı olarak devlet idaresinde önemli yerler almışlardır. XVII. yüzyılda Papa, Arnavutları tekrar Katolik yapmak amacıyla birtakım kişiler göndererek propogandaya girişmişse de önemli bir sonuç sağlayamamıştır.