HZ.İSHAK (A.S)
Hz. İbrahim’in Hz. Sâre’den doğan ikinci oğlu.
Hz. Sâre’nin çocuğu olmadığı için kocasına cariyesi Hacer’i hediye etmiştir. Hz. Hacer Hz. İsmail’i doğurunca, Hz. Sâre üzülmüştür. Hz. İbrahim yüz yirmi yaşında, Hz. Sâre doksan yaşında iken Allah’ın bir lutfu ve mucizesi olarak Hz. İshak doğmuştur.
Kuran-ı Kerim’de bu olay şöyle anlatılır: "And olsun ki, elçilerimiz İbrahim’e müjde ile gelip; "Selâm", dediler. O da "Selâm" dedi ve eğlenmeden gidip kızartılmış bir buzağı getirdi. Onların ellerinin buna uzanmadığını görünce hoşlanmadı ve kalbine bir korku geldi. Onlar "Korkma biz Lût kavmine gönderildik" dediler. İbrahim’in ayakta duran zevcesi güldü. Biz de ona İshak’ı ardından da torunu Yakub’u müjdeledik. Kadın "vay, kendim koca bir karı, şu zevcimde bir ihtiyar iken ben mi doğuracakmışım? Bu doğrusu pek şaşılacak bir iş" dedi. Melekler "Ey evin hanımı. Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olmuşken, nasıl Allah’ın işine şaşacaksın. O Hamid ve Meciddir" dediler (Hûd, 11 /73).
Hz. İshak’ın tarih kitaplarında anlatılan şemâili şöyledir. Uzun boylu, kara gözlü, buğday benizli, yüzü güzel, konuşması düzgün, saçı, sakalı bembeyazdı. Siret ve sureti babası Hz. İbrahim’e benzerdi. Hz. İshak’ın Yakup ve Ays adında iki oğlu olmuştur. Hz. Yakup daha güzel yüzlü, daha düzgün konuşmalı ve zarafet ve güzelliği daha çok olandı. Ays, Rumların yaşadığı bölgede ikamet etmişti.
Hz. İshak Kuran-ı Kerim’de de övülmüştür: "Ey Muhammed; güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub’u da an! Biz onları âhiret yurdunu düşünen samimi kimseler kıldık. Doğrusu onlar bizim yanımızda seçkin, iyi kimselerdir" (Sâd, 38/45-47). Hz. İshak babasının ölümünden sonra Şam bölgesine peygamber olarak vazifelendirilmiş, Allah Teala onu seçkin ve hayırlı bir insan eylemiştir.
“İbrahim’e salihlerden bir peygamber olmak üzere de İshak’i müjdeledik. Hem ona hem de İshak’a feyz ve bereketler verdik. Her ikisinin neslinden iyi hareket edeni de vardır, nefsine apaçık zulmedeni de vardır" (Saffat, 37/112, 113).
Hz. İshak rivayete göre yüz altmış yaşlarında bu günkü Filistin’in bulunduğu bölgede Kudüs yakınlarında vefat etmiş, babası Hz. İbrahim’in Mezradaki kabrinin yanına defnedilmiştir.
Kaynak : www.gezgin.net