ns/m/ MİMAR SİNAN

MİMAR SİNAN AĞA (1490-1588)

En büyük Türk mimarı.

Sultan Yavuz Selim zamanında devşirme olarak gelmiş, Sultan Kanuni Süleyman devrinde yeniçeri olup Belgrad (1521) ve Rodos (1522) seferlerine katılmış, atlı sekban olmuş, 1526’da Mohaç savaşma girdikten sonra, acemi oğlanlar yayabaşılığına, sonra kapı yayabaşılığına yükselmiş ve zamanla zenberekçibaşılık rütbesi ile Alman seferine ve Bağdad seferinde (1534) bulunmuştur. Dönüşünde haseki olmuş ve sultanın Korfu, Pulya (1537) ve Kara-Boğdan seferlerine (1538) iştirak etmiş; sonra, o tarihte "reis-i mimaran-ı dergah-ı ali" rütbesini almıştır.

1535 İran seferinde, Van Kalesi kuşatmasında, göl üzerinde askeri nakliyat için kullanılan kalyonların içine top yerleştirerek, orduya hizmet etmiştir. 1538 Kara-Boğdan seferinde Prut nehri üzerine 13 günde bir köprü kurarak, sultanın takdirini kazanmıştır. Katıldığı seferlerde, gittiği yerlerde Sinan, gördüğü eserleri büyük bir dikkat ile incelemiştir. Zamanı geldikçe, bunlardan ve diğer ülkelerde gördüğü eserlerden ilham alarak Türk mimarisi içinde eritip, olgunlaştırmıştır. İran’da Büyük Selçuklular ile başlayan Türk kubbe mimarisi, beş yüzyıla yakın bir gelişme devresinden sonra, Mimar Sinan’ın elinde XVI. yüzyılın ikinci yarısında en parlak devrini yaşamıştır. İtalyan Rönesans mimarisinin devamı olan merkezi kubbeli yapı konusunu büyük kubbe üstadı ve mekan yapıcısı olan Mimar Sinan, tam bir başarı ile gerçekleştirmiştir.

Halep’te Hüsrev Paşa için, 1536-1537 yıllarında yaptığı Husreviye külliyesi, onun mimarbaşı seçilmeden önce meydana getirdiği ilk eser olması bakımından, ilgi çekicidir. Burada önünde beş kubbeli son cemaat yeri ile tek kubbeli cami tarzı yarı mekanlı cami fikri ile birleştirilmiştir. Böylece Sinan ilk eserinde Osmanlı mimarisinin İznik ve Bursa geleneğine bağlanmaktadır. Burada Sinan, en sade Osmanlı cami planından hareketle, küçük ölçüde bir külliye meydana getirmiştir.

Mimar Sinan’ın, İstanbul içinde meydana getirdiği ilk eser olarak gösterilen Hürrem Sultan için yapılmış Haseki külliyesinin durumu da tam olarak aydınlatılmış değildir. 1539’da tamamlanan cami, önünde beş kubbeli son cemaat yeri ile, dört duvar üzerine tek kubbeli bir yapı idi. Sinan, burada İran mimarisinden aldığı tonoz bingi kullanmış, fakat bunun içi istiridye kabuğu biçiminde yivlenmiştir. Bu cami, 1612 yılında, Sedefkar Mehmed Ağa tarafından bir kubbe daha eklenerek genişletilmiştir. İstanbul’daki bu ilk külliye, her şeye rağmen, XVI. yüzyılın ilk yarısının bütün mimari özelliklerini içinde toplamaktadır.

Mimarbaşı olduktan sonra Sinan’ın meydana getirdiği 3 büyük abide onun gelişmesinin basamaklarını belirtmektedir. Bunlar çıraklık eseri olan İstanbul Şehzade Camii ile kalfalık eseri olan Süleymaniye Camii ve nihayet ustalık eseri olan Edirne Selimiye Camii’dir. Mimar Sinan, 54 yaşında olduğu halde, 1544’de sonradan "çıraklık eserim" dediği Şehzade Camii’ne başlamıştır. 4 yıl sonra tamamladığı bu camide Mimar Sinan, sekizgen biçiminde dört kalın paye üzerine 19 m. çapında bir orta kubbe ve dört yarım kubbeden ibaret büyük cami ile merkezi kubbe yapısını gerçekleştirmiş bulunuyordu. Yarım kubbeler yanlarından ikişer yuvarlak eyvan çeyrek kubbe ile genişletilmiştir ki, bu Osmanlı mimarisinde ilk defa kullanılmaktadır. Şehzade camiinde dört yarım kubbe ile desteklenmiş bir merkezi kubbe şeması ortaya konulmuş olmakla Mimar Sinan’ın bu eseri kendinden sonra yapılan bütün büyük camilere öncülük etmiştir. Şehzade camii, aynı zamanda, Sinan’ın oldukça büyük ölçüde meydana getirdiği ilk külliye olması bakımından da ilgi çekicidir. Burada medrese, imaret, tabhane ve kervansaray binaları, cami dış avlusunun doğusunda boydan boya sıralanmıştır.

Şehzade camiinden sonra Sinan’ın eserleri birdenbire hızla artmaya başlamış ve kendisi çeşitli planlar üzerinde denemeler yaparak, en mükemmel mekan şekillerini araştırmıştır. 6 köşeli ve 8 köşeli şemalar üzerine oturttuğu kubbeler ile orta büyüklükteki camileri İstanbul’un çeşitli semtlerinde, buraların mahalli özelliklerini canlandırmaktadır. Ayasofya’yı ve Bayezid camiini iyice inceleyerek, Süleymaniye için en mükemmel ölçüleri aramıştır. Burada 27 m. çapında, Ayasofya’dan sonra İstanbul’un en büyük kubbesi vardı. Sinan burada yan sahnları aynı büyüklükte olmayan beşer kubbe ile örterek, birbirine eşit kubbelerin yeknesaklığı yerine, bir büyük, bir küçük kubbe ahengi ile değişik bir mekan tesiri yaratmıştır.

Bütün Türk mimarisinin ve kendisinin o zamana kadar yarattığı yeniliklerin toplu bir ifadesi olan Edirne Selimiye Camii’ni yaptığı zaman Sinan, 30 yaşında idi. Edirne şehir görünüşünün ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ölmez bir eseri olan 31.50 m. çapındaki çok büyük kubbesi ve sekizgen biçimindeki gövdenin etrafını çeviren ince görünüşlü minareleri ile, çok uzaklardan kendini belli eden bu cami Sinan’ın en yüksek mekan sanatını canlandırmakta ve onun dünyanın en büyük mimarlarından biri olduğunu ispat etmektedir. Burada 8 payeli sekizgen plan şemasını esas alan Sinan, orta kubbenin hakimiyetini belirtmek için, yarım kubbelerden kaçınmıştır. Yalnız köşelere birer yuvarlak eyvan ile, dışarıya çıkıntı yapan mihrap hücresinin üstünü de yarım kubbeye yakın bir yuvarlak eyvan ile, fakat çok alçakta kalacak şekilde örtmüştür. Camiye 1569’da başlanmış ve eser 1574’de tamamlanmıştır.

Mimar Sinan, çeşitli plan şekillerini incelemek ve araştırmak bakımından, sonsuz bir gayret göstermiştir. Daha önce tanıdığı bütün planları herhangi bir şekilde eserlerinde değerlendirmiştir.

Eserleri (başlıca):

Camiler:

1.İstanbul, Süleymaniye Camii,

2-İstanbul, Şehzade Camii,

3-Haseki Hürrem Camii,

4-Mihrimah Sultan Camii,

5-0sman Şah Validesi Camii,

6-Sultan Bayezid Kızı Camii,

7-Ahmed Paşa Camii,

8-Rüstem Paşa Camii,

9-Mehmed Paşa (Sokollu) Camii,

10-İbrahim Paşa Camii.

Mescidler:

1-İbrahim Paşa Mescidi,

2-Sinan Paşa Mescidi,

3-Rüstem Paşa Mescidi,

4-Mimar Sinan Mescidi,

5-Hafız Mustafa Çelebi Mescidi,

6-Müfti Çivizade Efendi Mescidi,

7-Emin Ali Çelebi Mescidi,

8-Üç-baş Mescidi,

9-Defterdar Şerifezade Efendi Mescidi,

10-Defterdar Mehmed Çelebi Efendi Mescidi.

Medreseler:

1-Sultan Süleyman Medresesi,

2-Süleymaniye Medreseleri,

3-Yavuz Sultan Selim Medresesi,

4-Sultan Selim Medresesi,

5-Sultan Süleyman Medresesi,

6-Şehzade Sultan Mehmed Medresesi,

7-Haseki Sultan Medresesi,

8-Valide Sultan Medresesi,

9-Kahriye Medresesi,

10-Mihrimah Sultan Medresesi.

Bunlardan başka Darülkurralar, türbeler, imaretler, darüşşifalar, su yolları ve kemerleri, köprüler, kervansaraylar, mahzenler ve hamamlar da yapmıştır.