CEZAYİR-İ BAHR-İ SEFİD EYALETİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun genel olarak, Ege Denizi’ndeki adalarından meydana gelen bir idare bölgesi.
Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti’nin alanı XVI. ve XVII. yüzyıllarda çok gelişmiş, Girit’ten başka bütün Ege adaları ile Gelibolu ve Biga yarımadaları, Ege ve Yunan denizleri sahilleri, bir kısım Kuzey Afrika kıyıları ve hatta Kocaeli Sancağı bile bu eyaletin sınırları içine alınmıştır.
Osmanlı Devleti’nde ilk zamanlar merkezi Gelibolu olan sancağın beyliği, o devirde "derya beyi" diye anılan kaptan paşalara ek görev olarak veriliyor ve Ege adaları birer birer zapt edildikçe "Kaptan Paşa Sancağı" denilen bu sancağa bağlanıyordu. Barbaros Hayreddin Paşa Osmanlı hakimiyetini tanıyıp Kanuni Sultan Süleyman’ın hizmetine girerek Kaptan-ı derya tayin olunduğu sırada, İmparatorluğun geniş arazisi üzerinde, o tarihlerde kurulmaya başlayan eyaletlerden biri olarak da adalar ve gerek görülen bazı kıyı sancakları birleştirilmek suretiyle bu eyalet meydana getirilmiş ve Afrika’daki Cezayir ülkesi beylerbeyliği ile birlikte Barbaros Hayreddin Paşa’nın idaresine verilmişti (6 Nisan 1534). Bu sebeple bu yeni eyalete eski geleneğe uyularak "Kaptan Paşa Eyaleti" adı verildiği gibi eyaletin sınırları içinde bulunan her iki Cezayir’i de kasdederek "Cezayir Eyaleti" de denilmiştir. Ancak, Afrika Cezayiri’nin fiili beylerbeyliği, yalnız Barbaros Hayreddin Paşa’nın Kaptan-ı deryalığına münhasır kalmış ve ondan sonra vezir payesini haiz bulunmayan bazı kaptan-ı deryalara (Piyale Paşa için yapıldığı gibi), sadece bir şeref payesi olarak tevcih edilmiş, hatta bu gelenek XIX. yüzyıl başlarında Cezayir’in, Dayı’lar idaresinde yarı bağımsız bir durum aldığı devirlerde bile canlandırılmıştır.
Barbaros’un ölümünden sonra (1546), Kaptan Paşa Eyaleti tekrar sancak haline getirilmiş ve Piyale Paşa’nın kaptanlığı sırasında (1554-1568) tekrar kurulmuş ve bir süre sonra da asıl Cezayir Beylerbeyiliği benzerliği önlemek için Cezayir-i Garp veya Mağrip diye adlandırılmak suretiyle bunun dışında kalan yerlerde adalardan ibaret olan kısım Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti adı altında ayrı bir idari birlik sayılmaya başlanmıştır.
Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti’nin merkezi Gelibolu olmakla beraber, teşkilatın içine giren sancaklar sabit kalmamıştır. Zaman zaman eyalet genişleyip daralmıştır.
1865’de vilayet teşkilatı yavaş yavaş kurulmaya başlanırken Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti’nde asker ve bahri teşkilatla hiçbir ilgisi bulunmayan Biga, Midilli, Sakız, İstanköy, Rodos, Kıbrıs sancaklarından meydana gelen ve merkezi Çanakkale şehri olan bir vilayet haline getirildi. 1863’de ikinci defa bu eyalet valiliğine tayin edilen Kayserili Ahmed Paşa, yeni kurulan vilayetin valisi olarak 28 Mayıs 1867’de göreve başladığına göre, vilayet fiilen o tarihte kurulmuş demektir.
Biga Sancağı, önce İstanbul Şehremaneti’ne (1877), sonra yeni kurulan Karesi (Balıkesir) vilayetine bağlanmış, Karesi vilayetinin kaldırılması üzerine müstakil bir sancak haline getirilmiştir. Limni, İmroz ve Bozcaada’nın birleşmesiyle yeni bir "Limni Sancağı" kurulmuş ve vilayet merkezi de Sakız Adası’na nakledilmiştir. Bu sırada vilayetten ayrılan Kıbrıs Sancağı da İngiltere işgaline terkedilmiş (4 Haziran 1878) ve İstanköy Sancağı ilçe haline getirilerek önce Sakız Adası’na, sonra Rodos’a bağlanmış ve vilayet merkezi de Rodos’a nakledilmiştir. Zaman zaman vilayet merkezi Sakız ile Rodos arasında yer değiştirmekle beraber, XX. yüzyıl başlarında artık Rodos’ta karar kılınmıştır.
Trablusgarp savaşı sırasında Rodos ile birlikte Oniki ada İtalyanlar tarafından işgal edildi (1912). Geri kalan adalar da, Balkan Savaşı sırasında Yunanlıların eline geçti. Meis Adası da Birinci Dünya Savaşı başlarında Fransızlar tarafından işgal edildi. Birinci Dünya Savaşı yıllarında bu durumlarını muhafaza eden Cezayir-i Bahr-i Sefid adalarının başlıcaları 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması ile İtalya ve Yunanistan’a terk edildi. Türkiye hakimiyeti altında kalmaları sağlanan Çanakkale Boğazı ağzındaki Bozacaada da birer ilçe halinde Çanakkale vilayetine bağlandılar. İtalya’ya bırakılan adalar, II. Dünya Savaşı’ndan sonra, Yunanistan’a geçmiştir (27 Haziran 1946).