ARZ ODASI
Topkapı Sarayı’nın bölümlerindendir.
Osmanlı İmparatorluğu tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Fatih devrinden XIX. yüzyıla kadar sadrazam ile diğer büyük devlet adamları, yabancı devletlerin elçileri, arife günleri de şehzadeler Arz Odası’nda huzura kabul edilirler ve padişahla burada görüşürlerdi.
Arz Odası sarayın üçüncü büyük kapısı olan Babüssaade’den girilince hemen karşıdadır. XV. yüzyıl yapısı olup klasik üsluptadır. Fatih devrinde yapıldığı sanılmaktadır. Sonraları birkaç kere onarılmıştır. İkisi Babüssaade’ye, birisi de karşı tarafa açılır üç kapısı vardır. Ön yüzünde değerli çini levhalar, sağ tarafta da XVI. yüzyıldan kalma güzel bir çeşme bulunmaktadır. Arz Odası’nın içi küçük bir salondan ibarettir. Sol taraf köşesinde sedir şeklinde ve III. Mehmed tarafından yapılan, üzeri kubbeli bir taht vardır. Tahtın örtü ve yastıkları, odanın perdeleri ve sair eşyası baştanbaşa inci ve zümrüt ile işlenmiş olup çok değerli halılarla ihtişamlı bir şekilde süslenmiştir. Tahtın yanında bronzdan yapılmış süslü bir ocak bulunmaktadır. Dışarı çıkılacak kapının yanında, iç tarafta küçük bir çeşme vardır. Salon içinde konuşulan sözlerin dışarıdan işitilmemesi için bu çeşmenin akıtıldığı rivayet edilmektedir.
1856 yılındaki yangında oda yanmış, taht ile ocak güçlükle kurtarılmıştır. Yangından sonra yetkili eller tarafından Ampir üslubunda yapılan onarma ile oda bugünkü şeklini almıştır. Arz Odası’nın kapısı üzerinde ve dış duvarlarında birkaç kitabe vardır.