GİDİŞ ALAYI
Osmanlı padişahlarının saray dışındaki gezileri için düzenlenen alaylara verilen ad.
Padişahlar, resmi ve sayılı günler dışında yaptıkları gezileri halka ilan etmezlerdi. Ancak bu gezilerde de çok sade olmamakla beraber, bazı merasimler yapılırdı.
Bu alaylarda muhafızlar ve saraylılardan meydana gelen görevliler de bulunurdu. Başçuhadar padişahın yağmurluğunu taşıyarak rikab-ı hümayunun sağ, ikinci çuhadar, kırmızı atlas kese içinde Papuş-i hümayunu taşıyarak sol yanında olarak yürürlerdi. Çizmeci adındaki üçüncü çuhadar ise padişahın yedek çizmeleri ile başçuhadarın arkasında, dördüncü çuhadar onun arkasından giderdi. Bunların arkasından da gereği kadar salma çuhadar ile solaklar yürürlerdi. Ata biniş ve inişlerde, köprü veya dar geçitlerde solakbaşı dizgin tutardı. Padişahların gidişleri genellikle halktan gizli tutularak arz ve talepleriyle padişahı rahatsız etmemeleri sağlanırdı.
Teşrif-i Hümayun denilen bu geziler resmi olursa bunlardan başka, yerine göre yeniçeri ağası, kapıcıbaşı, mir-i alem, mirahur, çavuşbaşı ile özengi ağaları da alaya katılırlardı.
Gezilerde çadırlarda gecelenecek olunursa mevkib-i hümayun ile birlik aşçı ve çadırları kuracak kadar mehter bulunur, erzak ve levazım, atlar ve esterler de götürülürdü.
Bu geziler av için yapılıyorsa, samsuncular, zağarcılar, şahinciler gibi avda gerekli olanlar da beraber alınırdı. Resmi olmayan bu gibi gidişlerde otağ-ı hümayun önüne tuğlar dikilmezdi. Kayık ile deniz geçilecek gidişlerde, padişahın bindiği teknenin dümenini bostancıbaşı tutardı.
Tanzimat’tan sonraki gidiş alayları daha sade olmuş, at ve araba kullanılmıştır. Gidiş alaylarını düzenleyen görevliye "gidiş memuru" adı verilmiştir.