HAZİNE
Mal sandığı, kasa yerinde kullanılan bir deyimdir.
Osmanlılarda devlet gelirleri iki tür hazinede kayıt altına alınırdı. Bunlar Hazine-i Birun (dış hazine), Hazine-i Enderun (iç hazine) idi. Dış hazine; devletin adi ve daimi gelir ve giderlerinin kayıtlarını tutuyordu, iç hazine, savaş ve olağanüstü harcamalara ait yedek hazine idi. Her yıl gelirden kısılan bir miktar para iç hazineye konulur, savaş halinde oradan sarf edilirdi. Günlük harcamalar için oradan para alınmak zorunluğu doğarsa sadrazam ve maliye nazırı demek olan defterdar tarafından yazılı emir verirlerdi. Ödünç alınan bu para sonradan iç hazineye tekrar ödenirdi.
Bir ihtiyaç halinde taşınmak zorunda kalan çok miktardaki paraya da hazine denilirdi.
Yeniçerilerin ulufeleri yani maaşları için düzenlenen "mevacib defteri"nin üçüncü kopyasına da "hazine" adı verilirdi. Üç nüsha yapılan bu defterin birincisi "efendi kapısı"nda saklanır, üçüncüsü de padişaha hazine adı ile takdim edilirdi, ikinci nüsha da yeniçeri ağasına verilirdi. Bu defter, Ağa Dairesi’nde saklanırdı. Padişaha sunulan defterin silahtar tarafından eskisiyle karşılaştırılması da usuldendi.