EBUSUUD EFENDİ (1490-1573)
Osmanlı şeyhülislamlarından olup İbni Kemal’den sonra Osmanlı düşünce ha-yatının en parlak kişisidir.
1490’da İskilip’te doğdu. Babası "hünkar şeyhi" diye tanınan Muhyiddin Muhammed el- İskilibi’dir. El-İmadi lakabını dedesi Mustafa el-İmadi’den almıştır. Ailesi ünlü bilgin Ali Kuşçu’nun soyundan olup, Fatih devrinde Türkistan’dan gelerek İskilip’e yerleşmiştir,
Ebussuud Efendi öğrenimini önce babasından sonra da Müeyyedzade Abdurrahman ve Mevlana Karamani’den yaptı. Daha öğrencilik yıllarında Sultan II. Bayezid’in dikkatini çekerek, kendisine günde 30 akça çelebi ulufesi verildi. Öğreniminin son devresinde öğretmeni Karamanlı Seyyidi Efendi’nin kızı Zeynep Hanım’la evlendi. İlk görevi, İnegöl’de İshakpaşa Medresesi müderrisliği oldu.
1520’de buradan ayrılarak Davutpaşa Medresesi’ne sonra Mahmutpaşa (1522) ve Gebze’de Çoban Mustafapaşa Medresesi’ne geçti (1525). 1526’da Bursa Sultaniyesine sonra Sahn-ı Seman’a (1528) müderris oldu. 1533’de Bursa ve İstanbul kadılıklarında ve 1537’de de Rumeli Kazaskerliği’nde bulunan Ebussuud Efendi 1545’de şeyhülislamlığa getirilerek ölünceye kadar bu görevde kaldı (18 yıl).
Ebussuud Efendi meslek hayatının her devresinde toplum düzenini koruyarak Osmanlı Devleti’nin temelini sarsacak her türlü ileri ya da geri akımlara karşı tavır alarak tüm bilgi ve otoritesini bu yolda kullanmıştır. Gelenek ve görenekleri şeriat hükümleriyle birleştirmeyi başararak devlet otoritesinin güçlenmesinde önemli rol oynamıştır. Kanuni devrinde hazırlanan yeni kanun-namelerde geleneğin şeriate uygulanmasının örneklerini vermiştir. Kazaskerliği sırasında eğitim ve öğretim sisteminde mülazemet düzenini yeni bir şekle koyarak paye sahiplerine verilecek mülazımların sayısını kesinleştirmiş, yeteneğe göre yedi yıllık bir nöbet usulü getirmiştir.
Eserleri arasında en önemlisi, 1566’da yazarak Kanuni Sultan Süleyman’a sunduğu İrşadü’l-Akl-ı Selim adlı eseridir. Bundan başka Hidaye’nin bey ve cihad bölümlerine iki haşiye, Telvih ve Menar’a ayrı ayrı ek olmak üzere fıkıh alanında da eserler yazmıştır. Arapça’yı daha çok şiirlerinde kullanırken, toplumun bütün katlarına hitab eden mektuplarını ve cevapnamelerini Türkçe yazmıştır.
Ebussuud Efendi uzun öğretim hayatında pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Bunlar XVI. yüzyılın ikinci yansıyla XVII. yüzyıl Osmanlı ilim dünyasının önderleri olmuşlardır. Bunlar arasında Hoca Sadeddin, Bostanzade Mehmed, Sunullah, Kınalızade Hasan, Şair Baki, Aşık Çelebi, Hace-iSultani Ataullah, Şeyhi, Zenbillizade Fudeyl efendiler en tanınmışlarıdır.
Ebussuud Efendi 1573 yılında öldüğünde Haremeyn bilginleri onun gaip namazını kılmışlardır. Cenazesi Eyüp’te yaptırttığı okulun bahçesine gömülmüştür.