Ans/o/ ORUÇ REİS

ORUÇ REİS (1470-1518)

Büyük Osmanlı denizcisi.

Midilli’de doğdu. Babası Ebu Yusuf Yakup Anadolu’dan gelip Midilli’ye yerleşmiş bir sipahidir. Ünlü Barbaros Hayreddin Paşa’nın ağabeyidir. Çok iyi eğitim görmüş Arapça, İtalyanca, Yunanca ve İspanyolca’yı öğrenmiştir.

Küçük yaşta korsanlığa merak saran Oruç, kardeşi İlyas Reis ile birlikte korsanlığa atıldı. Bir ara Rodos şövalyelerine esir düştü. Kardeşi İlyas şehid oldu. Kendisi de Bodrum’da hapsedildi. Uzun müddet taş kırma işinde çalıştırıldıktan sonra forsa olarak gemiye alındı. Bu geminin Anadolu’ya esir getirdiği bir seferde kaçıp kurtulmayı başardı. Sonra Memluklulann emrine girdi. Mısır İnce donanmasının başında iken İskenderun’da Rodos şövalyelerinin baskınına uğradı. Fakat kaçarak ellerine düşmekten kurtuldu. Oruç Reis Mısır’da tanıştığı şehzade Korkut’tan yardım istemek üzere Anadolu’ya geldi. Korkut 18 oturaklı bir gemi verdi. Rodos şövalyelerine karşı büyük başarılar kazandı; fakat bir gün demirlenmişken ansızın baskına uğradı ama yine kurtulmayı başardı. Bu sefer Korkut kendisine 24 oturaklı bir gemi verdi. Ardından bir de 22 oturaklı bir gemi daha verdi. Oruç Reis’e hilat giydirdi. Hedef olarak da Batı Akdeniz’i seçmesini söyledi. Oruç Reis iki gemisiyle İtalya’nın güneyindeki Pulya’ya saldırdı. Yolda yakaladığı tüccar ve korsan gemilerini batırarak büyük miktarda ganimetle Midilli’ye döndü.

Bu arada Yavuz Selim saltanata geçmiş, Şehzade Korkut’u da idam ettirmişti. Oruç Reis Mısır’a gitti (1513). Kansu Gavri tarafından yine güler yüzle karşılandı. Aynı yılın yazında denize açıldı. Cerbe Adası’na çıktı. Bu ada Tunus kıyıları açıklarında bir adadır. Oruç’un bu adaya çıkması hem Osmanlıları yakından ilgilendirecek, hem de Barbaros kardeşlerin talihini açacaktı. Nitekim kısa zamanda Oruç Reis adada iyice üslendi. Kardeşi Hayreddin (Barbaros) ‘le irtibat kurdu ve birlikte hareket etmeye karar verdiler. Bu arada Oruç Reis adı Batı Akdeniz’e de korku salmaya başlamıştı. Bilhassa İspanya kralı iyice telaşlanmıştı.

Bu arada Oruç ve Hayreddin reisler, kardeşleri Yahya’yı da alarak Tunus sultanına gidip, kendilerine müstahkem bir kale verilmesini istediler. Buna karşılık ganimetlerin beşte birini sultana vereceklerdi.

O sırada Oruç Reis’in elinde 12 savaş gemisi ve 1000 levent vardı. Zamanla 1000 levent yetmez oldu.

Fakat Oruç Reis’in asıl ününü yayan onun iki papalık gemisini zaptetmesiydi (1514). Artık bir tek düşüncesi vardı; Kuzey Afrika’da bir devlet kurmak. Bunun için, İtalya ve İspanya’yı en kolay vurabileceği Cezayir’i seçti. İspanyolların hakimiyetindeki Becaye’ye saldırdı. Fakat yaralanıp Tunus’a çekildi. Kardeşi Hızır seferlere çıkmaya başladı. 20 gemi ve 3800 esirle Tunus’a döndü. Barbaros kardeşlerin ününü duyan birçok denizci de gelip onların emrine giriyorlardı.

Oruç Reis 1515 yazında tekrar denize açılacak sıhhate kavuştu. Beraberine Hızır Reis’i de alarak bütün Akdeniz’i baştan başa dolaşıp birçok gemi ve ganimet aldılar. Bu arada kendi emirlerine girmiş bulunan Piri Reis’i Sultan Yavuz Selim’e gönderdiler ve Osmanlı himayesine girmek istediklerini bildirdiler. Yavuz, Piri Reis’i bizzat kabul edip iki elmas kılıç verdi ve Barbaros kardeşlere verilmesini emretti. İki de savaş gemisi verdi.

Oruç Reis, İspanyolların elindeki Cecille Kalesi’ni zaptetmiş, böylece İspanya ile resmen savaş halini başlatmıştı. Yavuz da Suriye’ye gitmişti. Cecille’nin zaptından sonra tekrar Becaye üzerine yürüdü. 5 günlük bir kuşatmadan sonra Becaye’yi aldı ama, barutu bittiği ve bedevi Arapların çapulculuk hevesi yüzünden çekilip Cecille’ye geldi. Diplomatik tedbirler yanında askeri malzeme teminine de girişti. Bu arada Kuzey Afrika’daki hükümdarların aralarındaki anlaşmazlıklardan yararlandı. Önce büyük bir nüfuz temin etti; ardından da birçok kaleyi İspanyollardan temizleyerek Cezayir’i fethetti ve kendini Cezayir hükümdarı ilan etti. Böylece Kuzey Afrika’nın bir İspanyol sömürgesi olmasına engel oldu. Cezayir’i baştan sona onardı, kalelerini tahkim etti.

İspanyollar bunun intikamını almak için bir iki kere Cezayir’e çıkarma yaptılar. Her seferinde de geri çekilmek zorunda kaldılar. Oruç Reis, bu arada İspanyollara yardım ve kuryelik eden şeyhleri cezalandırmıştı. Batı Cezayir halkı da hem İspanyollardan hem de sultanları V. Muhammed’den yakınıyorlardı. Sonunda Oruç Reis Telemsen’i de alarak bütün Cezayir’de hakimiyeti sağladı ve Fas’a dayandı. Bu arada Yavuz, Mısır’a girmiş bulunuyordu. İspanyollar büyük bir orduyla Oruç’un Oran’da bıraktığı İshak Reis üzerine yürüdüler. Fakat püskürtüldüler (1518 Ocak). Ancak peşpeşe gelen müşterek İspanyol- Arap kuvvetleri karşısında bütün leventleri şehit düştü ve Oran işgal edildi. Hızır Reis de haberi geç aldığı için yardım edememişti. İshak Reis de şehit olmuştu.

Diğer bir İspanyol ordusu da Telemsen üzerine yürümüştü. Oruç Reis de zor durumda idi. İspanyollar durmadan yardım alıyorlardı. Kale içinde Araplar da ihanet etmeye başlamışlardı. Oruç Reis kalede tutunamayacağını anlamış ve kalan 40 levendiyle kuşatmanın bir gaflet anından yararlanarak kaçmıştı. İspanyollar onu takip ettiler. Rio Salado Irmağı kıyısında Oruç Reis’e ulaştılar. Zaten aç ve susuz olan ve henüz ırmağı geçememiş 20 levendi kılıçtan geçirdiler. Oruç Reis suyu geçtiği halde kaçıp kurtulamadı. Leventlerine yardıma koştu. Çaresizlik içerisinde bütün leventleri ve kendisi şehit oluncaya kadar vuruştu. Kuzey Afrika topraklarına döktüğü kanıyla Osmanlıların birkaç yüzyıl sürecek hakimiyetlerini sağlamıştır.