BAŞ HASEKİ
Yeniçeri Ocağı ‘nın cemaat ortalarından 14, 49, 66 ve 67. ortalarına hasekiler denilirdi ve hasekilerin en kıdemlisine de "Başhaseki "unvanı verilirdi.
Her bir ortanın ayrı ayrı kumandanı vardı. Hasekiler itibarlı olup kendilerine ağalar diye hitap edilirdi. Bir söylentiye göre hasekilik Sultan Fatih Mehmed zamanında kurulmuştur. Fatih’in haseki tayin ettiği dört yayabaşı, ava çıktığı zaman yanında bulundukları gibi, camiye gidişinde de dört kıdemli hasekiden ikisi sağında ikisi de sol tarafında yürürlerdi. Bu sebeple bunlara "hünkar hasekisi" denirdi.
Haseki ağalar, kethüda bey gibi divan elbisesi giyerler, üzengi ve topuz vururlardı.
Sarayda biri erkek, diğeri kadın olmak üzere iki zümreye de haseki adı verilmiştir. Saray kadınlarından padişahların gözüne girip odalık mevkiine yükselenlere de "haseki" denilirdi.
Bostancılar arasında bu adla anılan küçük rütbeli subay sınıfına da bu ad verildi. XVIII. yüzyılın son yarısında haseki mevcudu 300 olmuştur. Bunlardan altmışı, padişahın bir yere gidişinde beraberinde bulunup ona muhafızlık ederlerdi.
Hasekilerin kırmızı çuhadan bir üniforması ve ellerinde asaları vardı.
Hasekilerin 1829 tarihinde kaldırılmasıyle baş hasekilik de tarihe karıştı.