BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI (30 Ağustos 1922)
Türk milletinin gücünü dünyaya ispatlayan ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın idare ettiği savaş.
Hazırlık dönemi olan 10 aylık süre içinde Türk milleti, bütün varlığını ortaya koyarak ordusuna destek olmuştur.
Batı Cephesi Komutanlığı’nın bu saldırı için yaptığı hazırlığa göre asıl saldırı birliğini oluşturan I. Ordu, 1. ve 4. Kolordular (Her kolordu 4 tümenli) 5. Süvari Kolordusu (üç tümenli) ve bağımsız 6. Piyade Tümeni’nden kurulu olarak, Akarçay batısından kuvvet çoğunluğu Kalecik Sivrisi-Çiğiltepe arasında olmak üzere Afyon-Toklu Sivrisi hattına hücum edecek ve düşmanın İzmir ile olan bağlantısını kesecek, 5. Süvari Kolordusu, Çiğiltepe-Toklu Sivrisi arasından, düşmanı sarp bulduğu için boş bıraktığı, Ahır dağlarını aşarak, düşmanın batı bölümü ve arkasını saracak, düşman ihtiyat kuvvetlerinin cepheye yardım etmelerini engelleyecek ve İzmir yöresinden yeni bir kuvvetin cepheye müdahalesini önleyecek, 2. Ordu, 3 ve 6. Kolordulara bağlı beş piyade tümeni ve müstakil süvari tümeni ile kuzey Sakarya ve Afyon arasında, cephede bulunan Yunan kuvvetlerine saldırarak 1. Ordu karşısına kuvvet kaydırılmasına engel olacak, Eskişehir-Afyon bağlantısını kesecek ve Afyon’u kuzeyden kuşatacak. 2. Kolordu (üç tümenli) Sandıklı-Aksultan-Şuhut bölgesinde Cephe ihtiyatı olacak ve 1. Ordu Kumandanlığı emrine hazır bulunacak. Kocaeli ve Menderes Grupları, karşılarındaki Yunan kuvvetlerini tesbit edeceklerdi. Yunan Ordusu, Gemlik Körfezi’nden başlayarak Menderes Vadisi kuzey yamaçlarını takiple Ege Denizi’ne dayanan genel hat ve gerisinde stratejik savunma için hazırlanmıştı.
İngilizlerin devamlı desteği sayesinde, Yunan ordusunda cephane durumu çok elverişliydi. Buna karşılık Türk ordusu cephanesini idareli kullanmak zorundaydı.
Saldırıyı yakından izleyen Başkomutan, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi ve Batı Cephesi Komutanı, 26 Ağustos 1922 sabahı günün doğusuyla birlikte 1. Ordu’nun gözetleme yerinin bulunduğu Kocatepe’de hazır bulunuyorlardı. Saldırı Türk topçusunun ateşiyle saat 4.30’da başladı. Bu etkili ateş eşliğinde piyade birliklerimiz cephe boyunca ilerleyerek bir saat içerisinde düşman mevzilerine girmeyi başarmışlardı. Kocaeli Grubu ve Menderes bölgesindeki Türk birlikleri kendilerine verilmiş olan görevi başarıyla yerine getirdiler.
27 Ağustos 1922 günü Türk birliklerinin saldırıları daha da gelişti. Kilit noktaları özelliğinde olan Erkmentepe’nin alınması, düşmanın dağılarak çekilmesini sağladı. İki günlük savaş sonunda bozguna uğratılan düşman, beş tümen kadardı.
28 Ağustos 1922 günü 1. Ordu Çalköy üzerinden Dumlupınar’a girmek isteyen 5. Yunan tümenini yakaladı ve güneyden Dumlupınar yolunu kapattı. Bu harekatta düşmanın beş tümenini Dumlupınar ve Kütahya istikametlerinde çekilmeleri önlenmişti. Çok sarp olan Murad Dağı kuzeyinde bulunan Kızıltaş Deresi hariç düşman birlikleri her yönden sarılmış bulunuyordu.
30 Ağustos 1922 günü yapılan harekatta kesin sonuca süratle ulaşabilmek için Başkomutan, bütün topçuların mümkün olduğu kadar yakından ateş etmelerini emretti. Düşman, ateş çemberinin ve ümitsizliğin yarattığı şaşkınlıkla, her yöne başvuruyor, her yönden ateşle karşılanıyordu.
30 Ağustos 1922 günü düşmanın beş tümeninin yok edilmesi, bir kısmının esir alınmasını sağlayan Dumlupınar Meydan Savaşı’nı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa bizzat ve çok yakından sevk ve idare ettiğinden bu savaş tarihe 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı olarak geçmiştir. Türk ordusu, bu savaş ile Dünya Savaş tarihinde en başarlı örneklerinden birini vermiş, Türk milletinin gücünün büyüklüğünü bir kere daha ortaya koymuştur.