GÖÇ-İ HÜMAYUN
Padişahların bir süre kalmak üzere saray dışındaki bir yere gitmesi olayı için kullanılır tabirdir.
Padişahlar istedikleri zaman, uygun mevsimlerde Saray dışına çıkarak Boğaziçi yalı ve köşklerinden birine veya Eyüp sahillerindeki yalılardan dilediğine gider, gün boyunca veyahut göç suretiyle bir müddet oralarda kalırlardı. Boğaziçi yalı ve köşklerine genellikle sabah erken vakitlerde, kayık ile giderlerdi. Saltanat kayığından önce çevredeki kayıkları uzaklaştırmak ve yol açmak için muhafız asker bulunan bir kafile çıkarılırdı. Bunların arkasında bulunan yedi çifte ikinci bir kayıkta Tülbent Ağası, padişahın sarıklı kavuğunu taşırdı. Tülbent Ağası, kavuğu sağa, sola eğdirerek çevreye padişahın selam ve iltifatını bildirirdi. Sonra gelen iki kayıktan birinde emir-i ahur, diğerinde de saray nazırı bulunur ve bunların hemen gerisinde, on üç çifte kürekli kayıkla padişah gelirdi.
Padişahın kayığını on iki çifteli kayık ile kızlar ağası ve hazinedar ağalar izlerdi.