Ans/m/ MÜHENDİSHANE-İ BERRİ-İ HÜMAYUN

MÜHENDİSHANE-İ BERRİ-İ HÜMAYUN

Osmanlı Devleti ordusuna topçu ve istihkam subayı yetiştirmek üzere III. Selim tarafından 1795 yılında İstanbul’da açılan askeri okul.

1787 Osmanlı-Rus ve 1788 Osmanlı- Avusturya savaşları sonunda Osmanlı ordusunu sevk ve idare eden komutan ve subayların, düşman ordusunun komuta heyetine göre daha bilgisiz, erlerin de eğitim bakımından daha kifayetsiz oldukları anlaşılmıştı.

III. Selim 1792 yılında Haliç’te Halıcıoğlu mevkiinde Humbaracı Kışlası’nı inşa ettirdi. Burada Humbaracılar (topçular) ve Lağımcıların (istihkamcılar) yetiştirilmesine başlandı. Okul mahiyetinde olan kışla eğitimlerinde cebir ve geometri gibi dersler okutulmakla birlikte, daha çok arazi üzerinde uygulama yapılmakta ve öğrenciler pratik olarak yetiştirilmekte idiler.

III. Selim 1789 yılında Eyüp’te bir okul açmış (Mekteb-i Sultani) ve kabiliyetli gençleri buraya toplayarak eğittirmiş, Humbaracı Kışlası’nın açılmasından sonra da tahsillerini ilerletmek için bu öğrencileri buraya sevketmiştir.

III. Selim 1793 yılında da Nizam-ı Cedid adını verdiği yeni orduyu meydana getirdi. Bu yeni orduya bilgili ve kurmay subay yetiştirmek maksadıyla da Humbaracı Kışlası’nın Hasköy tarafındaki arazisi üzerine yeni bir askeri okul yapımını başlattı. Bu yeni okula Mühendishane-i Berri-i Hümayun adı verildi.

Mühendishane’nin açılması ile birlikte yeni bir nizamname yürürlüğe girdi. Bu nizamnameye göre Lağımcı Ocağı’ndan elli ve Humbaracı Ocağı’ndan otuz olmak üzere seksen kişi Mühendishane’ye öğrenci olarak verildi. Mühendishane’ye bir başöğretmen, başöğretmen yardımcısı, bunlardan başka bir de Fransızca öğretmeni ile bir tercüman atandı. Buradan Levend Çiftliği’ne ve Üsküdar Humbaracı ocaklarına mühendis subay yetiştirilmesine başlandı.

Daha sonraları Mühendishane için yeni bir kanunname hazırlandı ve III. Selim’e sunuldu. Yürürlüğe giren kanunname ile Mühendishane-i Bahri ve Mühendishane-i Berri idare ve ders bakımından birleştirildi. Mühendishane-i Berri öğrencileri Humbaracı ve Lağımcı ocaklarından geldiklerinden, bu ocaklarla irtibatlarını devam ettiriyorlardı. Kanunname bu öğrencilerin ocakları ile irtibatlarının kesilmesini emrediyordu.

Mühendishane öğrencilerinden imtihanlarda başarı kazananlar arasından askerliğe intibak edebilen, ahlakları iyi ve devlete hizmette sadakatle çalışacaklarına kanaat getirilen padişahın iradesi ile arabacı başılığa topçu başılığa Levend ve Üsküdar kışlalarındaki ortalara başbuğ ve ağa olarak atanabileceklerdi. Öğretmen yardımcılarının da yükselmeleri imtihanla mümkündü. Öğrenciler başlarına Humbaracı kalpağı giyiyorlardı. Bu kanunname ile öğrenciler Humbaracı kalpağının üzerine bulundukları sınıfları göstermek üzere beyaz ipekten şeritler koymaya başladılar.

Mühendishane’de Salı ve Cuma günleri ders yapılmazdı, öğretmen ve öğrenciler haftanın diğer günlerinde okulda bulunmak mecburiyetinde idiler. Öğrenciler Perşembe ve Pazartesi günleri öğretmen yardımcıları ile birlikte araziye çıkar ve tatbikat yaparlardı.

Yeniçerilerin ortadan kaldırılması ile (1826) kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediyye taburlarına lüzumlu subaylar, Mühendishane-i Berri öğrencilerinin en değerlilerinden seçilirdi. Subay ihtiyacının fazlalığı dolayısı ile Mühendishane’nin kırk olarak tesbit edilmiş olan öğrenci kadrosu yüze çıkarıldı.

1847 yılında zamanın ihtiyaçlarını karşılayacak kifayette subay yetiştirilmesi için Mühendishane nazırlığınca hazırlanmış yeni bir lahiya kabul olundu. Bu lahiyada öğrenci sayısının artması ile binanın büyütülmesi, yeni bir matbaa ve kütüphanenin inşaası ve tatbiki eğitim sahası yaptırılması isteniyordu. Bu işlerin yapılabilmesi için Mühendishane boşaltıldı. Öğrenciler Humbaracı Kışlası’na naklolundu. Mühendishane’nin deniz tarafına dershane ve yatakhaneleri ihtiva etmek üzere yeni bir bina inşa olundu ve bu kısmın denize bakan cephesine padişahlara mahsus bir kısım ilave edildi.

1848 yılında yürürlüğe giren bir nizamname ile Mühendishane’de dört idadi sınıfı kurulmuş ve bu okuldan mezun olanların topçu ve istihkam harbiyelerinde eğitimlerine devam etmeleri usulü konulmuştur. Yaşlanmış öğrenciler riyazi bahisleri anlamakta güçlük çekiyorlar ve imtihanlarda başarı gösteremiyorlardı. Mühendishane’de yeni esasların uygulanmasına başlanmasından sonra yaşları küçük olanlar ve dersleri takip edebilecek olanlar Mühendishane’de bırakıldı ve bu öğrenciler topçu ve istihkam sınıflarına ayrılarak harbiye öğrencisi olarak

eğitimlerine devam ettiler. Yaşlan ileri olanlar ise Tophane-i Amire’ye gönderilerek burada tatbikî olarak yetiştirildikten sonra kabiliyet ve istidatlarına

göre binbaşılığa yükseltilerek kıtalarda görevlendirildiler.

1847 yılından itibaren Mühendishane’yi iyi derecede bitirenlere Avrupa’da tahsil yapma imkanları sağlandı. Sultan Abdülaziz zamanında ve 1864 yılında askeri idadilerin Galatasaray’da biraraya getirilerek aynı tahsili yapmalarında fayda görüldü.

Mühendishane idadisi de harbiye, bahriye ve tıbbiye idadi öğrencileri ile birlikte ders görmek üzere Mekteb-i İdadi-i Umumi ismini alan Galatasaray

İdadisi’ne gönderildi. Buradaki birlikte tahsil ancak üç yıl devam etti. Bahriye idadisi ilgililerinin şikayeti ve Bahriye Nezareti’nin müracatı üzerine bu usul

terkolunarak, her sınıf idadi yine kendi okullarına döndü.

1871 yılında topçu harbiyesi öğrencileri Pangaltı’daki Harp Okulu’na nakledildi. 1877-1878 Osmanlı- Rus Savaşı’nda Mühendishane binası askeri hastahane haline getirildi ve bir müddet bu şekilde kullanıldı. II. Sultan Abdülhamid Mühendishane’nin Halıcıoğlu’ndaki eski binasında açılmasını arzuladığından idadi ve harbiye sınıfları tekrar Halıcıoğlu’na nakledildi. 1881 yılında kurmay sınıflarına ilave olarak bir de mümtaz sınıf teşkil edildi.

Mühendishane’nin dört yıl olan eğitimi süresi beş yıla çıkarıldı. 1900 yılında Mühendishane’nin eğitim süresi üç yıla indirildi. 1905’te Edirne, Manastır, Erzincan, Şam ve Bağdat şehirlerinde de birer harp okulu açıldı. Bu okullar 1908’den sonra kapatıldı. Yalnız Pangaltı’daki ve Halıcıoğlu’ndaki harp okulları açık bırakıldı.

1912’de Balkan Savaşı başlayınca Mühendishane Topçu Okulu’nun öğrencilerinden bir kısmı Çatalca’daki bataryaların emrine gönderildi. Bir kısmı da Tophane’de görev aldı. Bir kısım öğrenciler de Rumeli’deki Doğu ordusunun çözülmesi ve Çatalca’da yeni bir savunma hattının meydana getirilmesine karar verilmesi üzerine topçu tümenlerinde çalışmak ve tahkimat işlerinde görev almak üzere cepheye gönderildiler. Bu suretle Balkan Savaşı süresince Halıcıoğlu Mühendishanesi kapalı kaldı. 1914’te okullar yine açıldı. I. Dünya Savaşı ilan edildiği zaman Pangaltı Harbiyesi ve Mühendishane Harbiyesi kapatıldı. Askeri liseleri bitiren öğrenciler birliklere dağıtıldılar. Daha sonra da (1916) İstanbul’da açılan talimgahlarda yetiştirilmeye başladılar. Mühendishane I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar kapalı kaldı. Talimgahlardaki öğrencilerin 1920 yılı Şubat ayında Muhtelit Harbiye Mektebi adı altında Halıcıoğlu’ndaki Mühendishane binasına yerleştirildiler ve derslere burada devam ettiler. Nisan 1920 yılında Halıcıoğlu Mühendishane binası İtilaf devletlerince işgal edildi, öğrenciler Kuleli Lisesi binasına taşındılar.

5 Temmuz 1920 tarihinde bu bina da işgal edilince öğrenciler Kağıthane’ye gönderildiler. Bu sırada birçok öğrenci Anadolu’daki milli orduya katılmak üzere İstanbul’dan ayrıldı.