Ans/ L/ LÜBNAN

LÜBNAN

Akdeniz’in doğusunda bir ülke.

Lübnan önce Selevkos İmparatorluğu’nun, Roma’nın daha sonra da Bizans’ın bir parçasıydı. 639’da Araplar tarafından fethedildi ve Dımaşk Eyaleti’ne bağlandı. Lübnan’ın yüzyıllar boyunca yarı bağımsız bir şekilde idare edilmesi, bölgeye Mütevali, Dürzi ve Nuseyri gibi Müslüman toplulukların yerleşmesini kolaylaştırdı. Ayrıca Melki, Yakubi ve Maruni gibi Hıristiyan topluluklar da bölgeye yerleştiler. Haçlı savaşları sırasında Maruniler Kuzey Lübnan’da yerleşerek Hıristiyan toplulukların gelişmesini sağladılar.

1304’de Memluklar şehri ele geçirdiler.

1516’da bölge Osmanlıların eline geçti. Yönetim Dürzi Maanoğullarına bırakıldı. Ancak Maanoğlu II. Fahreddin Lübnan’da bağımsız bir devlet kurmayı tasarladı ve XVII. yüzyılın ilk yarısında ayaklandı. İsyan 1635’de bastırıldı. II. Fahreddin’den sonra da Lübnan’da isyanlar çıktı. Bu isyanları Köprülü Fazıl Ahmed Paşa gönderdiği kuvvetlerle bastırdı (1660). 1698’de son Maanoğlu hükümdarı ölünce iktidar Şihaboğularının eline geçti. Şihaboğulları Marunilere yakınlık gösterdiler. Böylece Lübnan’ın Hıristiyan nüfusu arttı, özellikle Şihaboğlu II. Beşir, Hıristiyanların kuvvetlenmesine büyük önem verdi. Bu durum Dürzi şeyhlerinin hoşuna gitmedi ve 1826’da Müslümanlar, Rum korsanlarının kendilerini yağmalamalarını bahane ederek, Hıristiyan evlerini yağmaladılar.

Beşir büyük bir Lübnan devleti kurmak istiyordu. Bunun için 1789-1840 yılları arasında büyük mücadeleler yaptı. Osmanlı Devleti ile iyi geçinmeye çalışarak Akka valisi Cezzar Ahmed Paşa’ya yardım eder gibi göründü. Bu sebeple Dürziler ile Maruniler arasında çatışmalar başladı. Ancak Mısır ordusu çatışmaları önledi. 1840-1860 yılları arasında Lübnan, Osmanlı Devleti tarafından yönetildi. Bu sırada Batılıların kışkırtması ile vergi toplanması meselesinden Dürzi-Maruni çatışmaları yeniden başladı (1841). Mustafa Nuri Paşa Beyrut’a gelerek ıslahat hazırlıklarına girişti ve Lübnan’ı Osmanlı Devleti’nin seçeceği bir memurla yönetmek istedi. Batılılarsa Lübnan’ı yönetecek kişinin Hıristiyan olmasını istiyorlardı. Bunun üzerine Lübnan’ın bir Dürzi ve bir Maruni kaymakamı tarafından yönetilmesi kararlaştırıldı ve Lübnan iki kazaya ayrıldı. 1845’te yeni bir ayaklanma çıkınca Babıali, Hariciye nazırı Sekip Efendi’yi Lübnan’a göndererek halkın silahlarını toplattırdı. 1846’da Lübnan’ın iki kaymakam ve maiyetlerindeki bir meclisle yönetilmesi kararlaştırıldı. 1860 Maruniler ayaklandılar, buna karşılık Dürziler de Maruni köylerini basmaya başladılar. Bu olay üzerine İngiliz ve Fransızlar Lübnan’a 5000 kişilik kuvvet çıkararak Hıristiyanları korumak istedi.

Osmanlı Devleti Hariciye nazırı Fuad Paşa’yı Lübnan’a göndererek ayaklanmayı bastırdı ve Dürzileri cezalandırdı. 1861’de yapılan bir antlaşmayla Lübnan, Beyrut ve Şam eyaletlerinden ayrıldı ve yönetimi bir Hıristiyan mutasarrıfa bırakıldı. Ayrıca her topluluktan ikişer üye seçilerek bir Meclis kurulmuştur. Lübnan’a ilk olarak Davud Efendi adında bir Ermeni mutasarrıf tayin edildi. Onun yerine Franko Paşa adlı bir Hıristiyan Arap geçti. Mutasarrıflık merkezi Güney Lübnan’da Beytüddin idi.

I.Dünya Savaşı’nda Lübnan Osmanlı Dahiliye Nezareti’ne bağlı Müslüman bir mutasarrıfın yönetimine bırakıldı. Lübnan Ekim 1918’de İngilizlerin eline geçti. 25 Nisan 1920 San Remo Konferansı ile Lübnan, Fransız mandası altına alındı.

1 Eylül 1921’de de Büyük Lübnan Devleti kuruldu.