Ans/ ı-i/ IRAKEYN SEFERİ

IRAKEYN SEFERİ (1534-1535)

 Kanuni Sultan Süleyman devrinde yapılan iki sefere verilen addır (1534-1535).

Şah İsmail’in ölümü üzerine (1524) tahta geçen Tahmasb, babasının Osmanlılara karşı düşmanca siyasetini izlemekteydi. Şarlken ile Ferdinand’a Osmanlılar aleyhine bir ittifak teklifinde bulunması, izlediği düşmanca siyasetin bir delili idi. Oysa ki Safevilerle Osmanlılar arasında herhangi bir çatışma yoktu. İki devletin arasındaki gerginliğe Ulama Han’ın Osmanlılara, Osmanlıların Bitlis’i yönetmekle görevlendirdiği Şeref Han’ın İran’a sığınması sebep oldu.

Ulama, Han, Osmanlılar tarafından Bitlis’e tayin edilmişti. Ulama Han Bitlis’i kuşattı ise de, Şeref Han’ın İran kuvvetleriyle gelmesi üzerine kuşatma teşebbüsü başarılı olmamıştı. Fakat Ulama Han ümidini kesmeyerek savaşa devam etmiştir. Bu olay, Avusturya ile sulh yapmış olan Osmanlı hükumetinin İran üzerine sefer açmasına bahane teşkil ettiğinden Veziriazam İbrahim Paşa Serdar tayin edildi. Ulama Han, İbrahim Paşa hududa gelmeden önce Şeref Han’la yaptığı savaşı kazanmış, Şeref Han’ın başını kesip Paşa’ya göndermişti (21 Ekim 1533).

İbrahim Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Eriş, Adülcevaz ve Ahlat Kalesi’ni ele geçirdi (1534). Paşa’nın hedefi, Diyarbakır ve Musul yolunu izleyerek Bağdat’a girmekti.

Ancak, kethüdası İskender Çelebi’nin telkinine uyarak Tebriz’e doğru harekete geçti. İbrahim Paşa Fırat’ı aşarak Diyarbakır’a girdi (14 Mayıs 1534). Burada Avnik ve Bayezid kalelerini ele geçirdi. Buradan hareket eden İbrahim Paşa, Tebriz’i zaptetti (13 Temmuz 1534). Şehrin güneyinde bir kale yaptırdı. Safevileri baskı altında tutmak için bu kaleye bin okçu yerleştirdi. Tebriz’e de bir kadı tayin etti. Şirvan Şahı ile Gilan hakimi, Osmanlı hakimiyetini kabul ettiler. İbrahim Paşa, Azerbaycan’ı Ulama Han’a, Irak hükumetini de Murad Bey’e verdi.

Kanuni Sultan Süleyman, büyük bir ordu ile İznik, Kütahya, Akşehir ve Konya yolu üzerinden Tebriz’e girdi (Eylül 1534). Burada Gilan hakimi Muzaffer Han ile Şirvan Şahını huzuruna kabul ettikten sonra Tebriz’den hareket etti. Çöl halinde bulunan Karahan Derbendi’ni güçlükle geçtikten sonra Hamedan taraflarına geldi. Buradan da Kasr-ı Şirin yoluyla Bağdat’a girdi. Bağdat’ta hiçbir direniş ile karşılaşmadan şehri teslim aldı (Aralık 1534). Sultan Süleyman, önce Hanefi mezhebi kurucusu Ebu Hanife’nin mezarını bulup ziyaret etti. Çini ile süslenmiş bir türbe ile bir cami yaptırılması için emir verdi. Sonra, İmam Musa Kazım ile İslam büyüklerinin türbelerini ziyaret etti. Sultanın bu ziyaretlerinden hem Sünni hem de Şiiler memnun olmuşlardı.

Tebriz ve Bağdat kalelerinin fethiyle sona eren bu iki Irak savaşına "Irakeyn Savaşı" denilir.

Kanuni Sultan Süleyman, Bağdat’ta dört ay kaldı. Bu süre içerisinde Ebu Hanife’nin türbesini yeniden yaptırdı, eski eserleri onarttırdı. Ayrıca arazi sayımı, zeamet ve tımar teşkilatı yaptırdı. O sırada Şah Tahmasb’ın Tebriz’e gelerek Ulama Han’ı kaçırdığını duyan Sultan, Bağdat’tan Tebriz’e yürüdü (Temmuz 1535). Tebriz’de Şah’ın görünmemesi üzerine Kanuni İstanbul’a döndü (1536).