FES
Osmanlı son döneminde kullanılan koyu kırmızı renkli, tepesinde kenara veya arkaya sarkan püsküllü, silindir şeklinde bir tür şapka.
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla resmi giyecek olarak kabul edilen fes, Osmanlı İmparatorluğu’na Fas şehrinden gelmiş ve adını bu şehirden almıştır.
Fesin Osmanlılar tarafından kabulü, II. Mahmud devrinde serasker ve Kaptan-ı Derya Koca Hüsrev Paşa’nın Akdeniz seferinden dönüşünde Fas’tan getirdiği fesleri Kalyoncu askerine giydirilmesiyle benimsenmiş ve yayınlanan bir tamimle resmen kabul edilmiştir.
1832’den 1925 yılına kadar kullanılan fesi Tanzimat döneminde İstanbul’da sivil ve asker bütün görevliler giymiş, sarık yalnız bilginler ve din adamları tarafından kullanılmıştır. Taşrada, sarık tercih edilmiş, bu sebeple de halk, fesli ve sarıklı olarak ikiye ayrılmıştır.
Fesin yüzyıllar boyu kullanılan sarığın yerini alması önemli bir yenilik olmuş, bu yüzden lehte ve aleyhte birçok görüşler ileri sürülmüştür.
Fes için ayrı bakanlık kurulmuş, yayınlanan fes nizamnamesi ile fesin nerelerde giyileceği, kimlerin ne tür fes kullanacağı belirtilmiştir.
İstanbul’da Defterdar’da bir fabrika kurularak fes yapımına başlanmıştır. Cumhuriyet döneminde, 1925’te Şapka Kanunu ile fesin giyilmesi yasaklanmıştır.