FETİHNAME
Fetih yazısı, fetih mektubu anlamınadır.
Bir ülke, yer veya önemli şehir zaptedildiği zaman, hükümdar tarafından komşu dost ve düşman hükümdarlara, valilere, hanlara, şehzadelere verilen ve yapılan fethi bildiren resmi mektup.
Bu usul, bütün İslâm devletlerinde çok eski devirlerden itibaren uygulanan bir usuldü. Osmanlı Devleti’nde de bu gelenek sürdürüldü.
Fetihnameler müslim, gayr-i müslim, dost veya düşman bütün devletlere yazılırdı.
Fetihnamede muharebenin tarihçesi, elde edilen başarı güzel bir ifade ile anlatılırdı. Bir bakıma tarihçesi olurdu.
Elde edilen ganimetlerden derlenen hediyelerle beraber gönderilen fetihname Türkçe, Arapça, Farsça yazılırdı. Ayet-i kerime, hadis-i şerif cümleleri bulunurdu. Fetihnameyi resmi görevliler, bazen alim kişiler yazardı. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’un fethine ait olan fetihnamesini Molla Gürani yazmıştı.
Ayrıca Osmanlı edebiyatında manzum bir tür olarak fetihname vardı. Bir yerin fethi veya bir sultan veya kumandanın bütün fetihleri manzum anlatılırdı. Fetihname-i Kamanice, Fetihname-i Hayreddin Paşa gibi.