ENVER PAŞA (1881-1922)
Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında yetiştirdiği askeri devlet adamı.
1881 yılında İstanbul’da doğdu. Surre Emini Ahmet Bey’in oğludur. Öğrenimine Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi’nde başladı. 1889’da piyade teğmeni olarak, Harp Okulu’nu, 1903’te ise kurmay yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisi’ni bitirdi. Daha sonra, merkezi Selanik’te bulunan III. Ordu emrine verildi. Makedonya’da bir süre eşkıya takibi işlerinde çalıştı. 1906 senesinde binbaşı oldu. Bu tarihlerde siyasi faaliyetlere başlayan Enver Paşa İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucuları arasında bulundu. II. Meşrutiyetin ilanı için baş kaldıran III. Ordu’nun subayları arasında görev aldı. Meşrutiyet’ten sonra Makedonya genel müfettişi oldu. Az zaman sonra Berlin Ataşemiliterliği’ne atandı. Berlin’deyken Nasyonal Sosyalist akımın etkisinde kalarak güçlü bir Türkçülük şuuru kazandı. 31 Mart Olayı üzerine, İstanbul’a dönerek Yeşilköy’de Hareket Ordusu’na katıldı. İtalyanların Trablusgarp saldırısında, Bingazi’ye gelerek mutasarrıflık ve cephe komutanlığını aldı. 1912 yılında yarbay oldu.
İç ve dış şartların aldığı olumsuz seyir üzerine, gittikçe güç bir duruma düşen İttihat ve Terakki hükumetinin iktidarı kaybetmesi üzerine, arkadaşı Talat Bey’le düzenlediği Babıali baskınıyla (24 Ocak 1913) İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni tekrar işbaşına getirdi. Trablusgarp’taki gayretleri ve Edirne’nin kurtuluşundaki hizmetlerine karşılık, önce albaylığa arkasından da tuğgeneralliğe yükseldi. Ocak 1914’te Sait Halim Paşa kabinesinde Ahmet İzzet Paşa’nın yerine Harbiye Nazırlığı’na getirildi. Arkasından da Şehzade Süleyman Efendi’nin kızı Naciye Sultan’la evlendi.
Ordu içerisinde çeşitli ıslahat girişimlerine ön ayak olan Enver Paşa, alaydan yetişen 1100 subayı emekliye ayırdı. Arap harflerini ayrı şekillerde yazma esasına dayanan bir alfabe sistemini uygulamaya koydurdu. Ancak bu girişiminden sonuç alamadı.
Alman hayranı olan Enver Paşa; Osmanlı ordusunun Almanya saflarında I. Dünya Savaşı’na girmesinde etkili oldu.
26 Nisan 1915’te Yaver-i Has unvanıyla, Padişah V.Mehmed Reşad adına başkomutan vekilliğini aldı. Eylül 1915’te, ferikliğe, Kasım 1917’de ise 1. ferik-ciliğe yükseltildi. Padişah Vahdeddin’in tahta çıkmasıyla, başkomutan vekilliği unvanı, Başkomutan Kurmay Başkanlığı’na çevrildi. I. Dünya Savaşı yenilgisi üzerine, ülkeyi terk etti.
Yurtdışında iken 1920’de Baku’da toplanan Doğu Milletleri Şurası’na katıldı. Ve Batum’da Türkiye Şuraları Partisi’ni kurdu. Arkadaşı Talat Paşa’nın öldürülmesi üzerine bu konudaki girişimlerinde yalnız kaldı. Sovyetlerin kendisine yeterince yardım vermediğini anlayınca Moskova’ya giderek Lenin’le görüştü. Sovyet devlet adamlarının memnun olmadıkları Batum Kongresi kararlarını düzeltmek üzere, Baku’da ikinci bir İslam Kongresi düzenlemek üzere Lenin’le görüş birliğine vardı.
Askerlik hayatında yaptığı yanlışlıklar ününü lekelemiştir. Bunlar: Bulgarları, Almanya-Avusturya-Osmanlı safına çekmek için, Edirne’yi hedef alan bir sınır değişikliğini, Osmanlı aleyhine olacak şekilde kabul etmek; ülke gerçekleri ile çelişen kararlarla cepheden cepheye kuvvet kaydırılması (Galiçya, Romanya ve Makedonya’dan) Osmanlı ordusu komutanlıklarını, Alman asıllı generallere bırakması ve Almanların Osmanlı ordusunu kontrol edebilmesine meydan vermesi sonucu şüpheli seferler düzenlemesidir (İran Kuvve-i Seferiyesi, Kanal Harekatı gibi).
Enver Paşa ile İttihat ve Terakki’nin ileri gelenleri, İstanbul’dan ayrıldıktan sonra Divan-ı Harb’e sevk edildiler (1918). Mahkemenin verdiği kararın 2. maddesi gereğince; Enver Paşa askerlikten tard edildi. Bir yıl kalebentlik ve medeni haklardan iskat cezasına çarptırıldı. Padişah Vahdeddin’in bu kararı kabul etmesiyle bu hüküm kesinlik kazandı.
4 Ağustos 1922’de Tacikistan’ın Belcivan yakınlarında, Kızılordu kuvvetlerine karşı topladığı Türk beylerinin kuvvetleriyle çarpışırken vurularak öldü (4 Ağustos 1922).