Ans/ C/ ÇERKEZ HASAN OLAYI

ÇERKEZ HASAN OLAYI

Çerkez Hasan 1864’te Çerkezistan’dan İstanbul’a geldi. Bahriye Mektebi’ne kaydoldu. Bahriye ve Berriye idadilerinin birleşmeleri üzerine kara kısmı idadisini bitirdi. Daha sonra Harbiye Mektebi’ne geçip oradan mülazim rütbesiyle mezun oldu.

Mirat-ı Mekteb-i Harbiyye’de künyesi Hasan Efendi Cibali’dir.

Mülazim Çerkez Hasan yüzbaşılıkla 6. Ordu’ya memur edildi. Ancak himaye gördüğünden bu görevine gitmedi. Dar-ı Şura-yı Askeri Yaverliği’ne getirildi. Daha sonra da sağ kolağası rütbesiyle Şehzade Yusuf İzzettin Efendi’nin yaveri oldu. Abdülaziz’in kayınbiraderi kolağası Çerkez Hasan sultanın hal’inde birinci derecede rol olan serasker Hüseyin Avni Paşa’ya karşı dinmek bilmeyen intikam hisleriyle doldu.

Abdülaziz’in hal’inden birkaç gün sonra, serasker Hüseyin Avni Paşa Çerkez Hasan’ı çağırtarak bir an önce Bağdat’a gitmesini istedi. Bu durum Hüseyin Avni Paşa’ya olan hırsını biledi ve bir suikast hazırlamaya şevketti.

16 Haziran 1876 günü halasının kocası, eski kaptan-ı deryalardan Ateş Mehmed Paşa’nın Cibali’deki konağından serasker kapısına çağırılarak, görev yeri olan Bağdat’a gitmediğinden dolayı tevkif edildi. Çerkez Hasan, Hüseyin Avni Paşa ile Askeri Şura Başkanı Redif Paşa’ya Bağdat’a gideceğine söz verip serbest bırakıldı. Cibali’deki konağa dönen Çerkez Hasan iki Rövelver ile kamasını alıp, Hüseyin Avni Paşa’yı öldürmek üzere Paşa Limanı’ndaki yalıya geldi. Paşanın, Bayezid Soğanağa’da Midhat Paşa’nın konağında toplantıda olduğunu öğrenerek söz konusu yere gitti.

Konağın ikinci katındaki tütüncübaşının odasına çıkarak serasker paşa ile görüşmek istediğini bildirdi. Onu tanıyan paşanın adamları izin vermediler. Bunun üzerine sofaya çıkan Çerkez Hasan burada kimsenin bulunmamasından faydalanarak üçüncü kata çıktı ve paşaların toplanmış oldukları odaya daldı. Rövelverini ateşleyerek Hüseyin Avni Paşa’yla Raşid Paşa’yı vurdu.

Bu sırada Kayserili Ahmed Paşa, Çerkez Hasan’ı arkasından kollarını kavuşturarak yakaladı. Sedaret mektupçusu Memduh Bey, Midhat ve Rıza paşa

Larla, Şerif Hüseyin, Yusuf ve Cevdet paşalar, Sadrazam Rüştü Paşa ve Amedci

Mahmud Bey dışarıya kaçmışlardı.

Ahmed Paşa kendisiyle boğuşan ve elini yüzünü kamayla doğrayan Çerkez Hasan’ı sofaya kadar sürdü; fakat gücü de tükendi. Çerkez Hasan sofaya uğrayan, Hüseyin Avni Paşa’nın üzerine tekrar yürüdü. Vücudunu delik deşik ettikten sonra toplantı odasına girerek ilk kurşunda ölen Raşid Paşa’nın boynunu kesti. Oradan paşaların saklandığı odaya saldıran Çerkez Hasan Midhat Paşa’nın adamlarından Ahmed Ağa’yı da gözünden vurdu. Sandalye ile avizeye vurarak, yanmakta olan mumlarla odanın perdelerini tutuşturdu. Alt kattaki uşaklar, bir yandan Hasan Paşa Karakolu’na haber verirken bir yandan da Çerkez Hasan’ı ateş altına aldılar. Yetişen zaptiyeler de ateş açtılar. Bu çatışmada bir er öldü. Sonunda üst kata çekilen Çerkez Hasan "Ben askere ateş etmem" diyerek teslim oldu.

Aşağı indirilirken sadaret yaveri bahriye kolağası Şükrü Bey’in kılıçla vurması üzerine, çizmesinin koncundan çıkardığı başka bir tabancayla onu da boğazından yaralayarak öldürdü.

Böylece Hüseyin Avni Paşa, Raşid Paşa, Ahmed Ağa, kolağası Şükrü Bey ile bir eri öldürüp, iki kişiyi yaralayan Çerkez Hasan Süleymaniye Kışlası’na götürüldü. Sorguya çekildikten sonra Fırka Divan Harbi’nde başkan, süvari yarbayı, Cemil üyelerden, yüzbaşı Adil, sorgu yargıcı İsmail ve İsmet efendiler önünde yargılandı. Rütbesinin geri alınarak asılmasına karar verildi. 18 Haziran günü sabaha karşı Bayezid Meydanı’na açılan büyük kapı yanındaki dut ağacına asıldı. Cesedi iki gün halka gösterildikten sonra, kaldırılıp Edirnekapı Mezarlığı’na gömüldü.

Çerkez Hasan’ın bu suikast hareketi, Abdülaziz’e karşı duyduğu sevgiden kaynaklanmaktaydı. 26 yaşında gerçekleştirdiği bu olay İstanbul ve sarayı telaşlandırdı. Olay tarihe Çerkez Hasan Olayı olarak geçmiştir.