DERS NOTLARI-KABATAŞ 1

OSMANLILARDA YÖNETİM, ASKERİ TEŞKİLAT VE EĞİTİM

OSMANLILARDA YÖNETİM

Osmanlı Devleti merkeziyetçi bir yapıya sahipti. Osmanlı devlet yönetiminin merkezinde padişah ve ülkenin yönetildiği saray teşkilatı bulunuyordu.

Padişahlar Fatih döneminden itibaren cülus töreni ile tahta çıkarak kılıç kuşanmaya başladılar. İstanbul’un fethinden sonra cülus törenleri Eyüp Sultan türbesinde gerçekleştirilmeye başlanmış ve gelenek haline gelmiştir.

Osmanlı padişahları devleti şeri ve örfi kanunlara göre yönetirlerdi. Şeri kanunlar padişahın müdahalesine açık değildi. Padişahlar devletin işleyişi ile ilgili örfi kanun adı verilen yönetmelikler çıkarabilirlerdi. Örfi kanunlar şeri kanunlar ile çelişemezdi.

PADİŞAHLARIN GÖREVLERİ

-Üst kademe memurlarını atamak

-Savaş ve barışa onay vermek

-Orduya komuta etmek

-Ülkeyi adaletle yönetmek

-Halkın refah ve güvenliğini sağlamak

DİVAN-I HÜMAYUN
*Divan devlet işlerini görüşülüp karara bağlandığı, savaş ve barışa karar verildiği, büyük davaların ele alındığı bir kuruldu. Bu günkü Bakanlar Kuruluna benzeyen divan, padişaha danışmanlık yaparlardı. Divanda son söz yine padişaha aitti. Divana Kuruluş döneminde padişahlar, daha sonra sadrazamlar başkanlık etmişlerdir. Divan Topkapı Sarayı’nda Kubbealtı denilen yerde toplanırdı.

Sadrazamlar bir netice elde edilemeyen meseleleri kendi konaklarında ikindi ezanından sonra topladıkları ikindi divanında görüşürlerdi.

Orhan Bey zamanında kurulan Divan-ı Hümayun, II.Mahmut döneminde kaldırılmış, Avrupa’nın kabine usulü uygulanmaya başlanmıştır.

Devlet yönetiminde padişaha ait olan yasama, yürütme ve yargı güçlerini padişah adına kullanan divan üç kolun temsilcilerinden oluşuyordu:

1-Seyfiye ( Askeri bürokrasi)(Vezir-i azam, Kubbealtı vezirleri, kaptan-ı derya)(Hem yönetim hem de askerlik görevini padişah adına idare eden sınıftır.)

2-İlmiye ( Din, eğitim ve hukuk bürokrasisi)(Kazaskerler ve şeyhülislam)(Eğitim- öğretim, yargı, fetva çıkarma, yönetimi denetleme görevini üstlenen sınıftır.)

3-Kalemiye ( Sivil bürokrasi)( Defterdar, Nişancı, Reisülküttap)Devletin idari ve mali yönetiminde meydana gelen yazışmalar, hazine ile ilgili kayıtların tutulmasını sağlayan sınıftır.)

DİVAN ÜYELERİ
1-Padişah
2-Vezir-i azam
3-Vezirler
4-Kazasker
5-Defterdar
6-Nişancı
7-Kaptan-ı Derya
8-Şeyhülislam
9-Reisülküttap

VEZİR-İ AZAM (SADRAZAM)
Padişahın mutlak vekili olan sadrazam, padişahtan sonra (maliye ve yargı dışında) tüm devlet işlerinden sorumluydu. Padişahın mührünü (mühr-i hümayun) taşırdı. Sadrazam konaklarına Paşa kapısı veya Babıali denirdi. Sadrazam padişahın katılmadığı seferlere serdar-ı ekrem unvanı ile komutanlık yapardı.
II.Mahmut, sadrazamlığı kaldırarak yerine başvekalet makamını oluşturdu.

VEZİRLER
Sancak beyliği ve beyler beyliğinde bulunan tecrübeli devlet adamlarından seçilirdi. Vezirlerin sayısı Kuruluş Devri’nde en fazla üç iken, Yükselme Devri’nde yediye çıkarılmıştır. Sadrazama yardımcı olurlardı. En kıdemlisi sadrazam olurdu.

DEFTERDAR
Maliye işlerine bakar, bütçeyi hazırlardı. Fatih zamanında sayıları Anadolu ve Rumeli defterdarı olarak ikiye çıkarılmıştır.

KAZASKER
Adalet ve eğitim işlerine bakardı. Büyük davalara bakan kazaskerler, kadı ve müderrislerin atamalarını yaparlardı. Yükselme döneminde, Anadolu ve Rumeli kazaskeri olmak üzere sayıları ikiye çıkarılmıştır.

NİŞANCI
Padişah fermanlarını yazar, ferman ve beratların üstüne padişah tuğrasını çekerdi.Ayrıca tapu ve kadastro işlerini yürütürdü. Fethedilen arazileri yazar, dirlikleri dağıtır ve bunları tapu defterlerine işlerdi.

MÜFTÜ (ŞEYHÜLİSLAM)
16. yüzyıldan itibaren Divan üyesi oldu. Devletçe yapılan işlerin, savaş, barış ve idam kararlarının dine (şeriata) uygun olup olmadığına kara verileceği zaman toplantılara katılırdı.
Şeyhülislamlar padişah tarafından atanır ve ölünceye kadar makamlarında kalabilirlerdi.
Padişah ve sadrazamlar şeyhülislamdan fetva almadan kimseyi idem ettiremezlerdi.

KAPTAN-I DERYA
Yükselme döneminde Divan üyesi oldu. Donanmadan sorumlu Deniz kuvvetleri komutanıdır.

REİSÜLKÜTTAP
Önceleri Nişancıya bağlı iken 16. yüzyıldan sonra dışişleri ile ilgili yazışmalardan sorumlu olan Divan üyesi olmuştur.

SARAY

BİRUN

*Sarayın dış bölümüdür.

*Doğrudan padişaha bağlı Yeniçeri Ağası bu bölümde bulunurdu.

ENDERUN KISMI

*Sarayın iç bölümüdür.

*Padişahın güvenilir hizmetkarları bu bölümdeydi.

*Yedi odadan oluşuyordu.

*Devletin ihtiyaç duyduğu devlet adamları bu bölümde yetiştirilirdi.

HAREM KISMI

*Hükümdarın ve ailesinin bulunduğu bölümdür.

*Saray kadınları burada eğitim görürlerdi.

*Harem Ağası haremin yöneticisiydi.

İSTANBUL’UN YÖNETİMİ
Başkentin idaresinden birinci derecede sadrazam sorumlu idi. Güvenliğine Yeniçeri Ağası ve subaşılar, belediye hizmetlerine Şehir emini, adalet işlerine İstanbul kadısı bakardı.

ÜLKE YÖNETİMİ
1-Eyaletler (Vilayetler) (Yöneticisi: Beylerbeyi)(Anadolu Beylerbeyiliğinin merkezi Kütahya, Rumeli Beylerbeyiliğinin merkezi Manastır idi.)
2-Sancaklar (Yöneticisi: Sancak beyi)
3-Kazalar ve Köyler (Yöneticisi: Kadı)

Eyaletler üç bölüme ayrılır:
1-Merkeze bağlı yıllıksız eyaletler (Salyanesiz): Tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerdir. Bu eyaletler dirlik sistemine göre has, zeamet, tımar olarak bölümlere ayrılmıştır.
2-Yıllıklı eyaletler (Salyaneli): Tımar sisteminin uygulanmadığı eyaletlerdir. Bu eyaletlerin valilerine ve askerlerine salyane adı verilen maaş verilirdi. Ayrıca bunların yıllık vergileri, iltizam usulüyle, mültezimler ( tahsildarlar) tarafından toplanırdı.
Mültezim, devlete belli bir peşin para ödeyip, sonra devlet adına bir bölgenin vergisini toplayan kimsedir. Bu tür eyaletlerden alınacak verginin daha önce devlet hazinesine yatırılmasına da iltizam denir.
Salyaneli eyaletler dirliklere bölünmezdi.
Başlıca salyaneli eyaletler Cezayir, Tunus, Trablusgarp, Mısır, Yemen, Habeş, Bağdat ve Basra’dır.
3-Bağlı hükumet ve beylikler (İmtiyazlı eyaletler): Merkezden uzak olan bu eyaletlerin yöneticileri kendi halkından seçilir ve padişahın onayı ile atanırdı.
Bu eyaletler iç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlılara bağlıdılar. Başlıcaları Eflak, Boğdan, Erdel, Lehistan, Kırım ve Hicaz’dır. Bunlardan vergi alınır, gerektiğinde de bu eyaletler asker gönderirdi.

ORDU TEŞKİLATI
Osmanlı Devleti’nde ordu iki bölümden oluşmaktaydı.

-Kara Kuvvetleri

-Deniz Kuvvetleri

Kara Kuvvetleri üçe ayrılırdı:
1-KAPIKULU ASKERLERİ: Merkezde ve sınır boylarındaki kalelerde oturan kapıkulu askerleri üç ayda bir ulufe denilen bir maaş ve her padişah değişiminde ise (Fatih’ten sonra) cülus bahşişi alırlardı.
Kapıkulu askerleri başlangıçta savaş esiri olan Hıristiyan çocuklar arasından seçilerek yetiştirilirlerdi. Ancak Ankara Savaşı’ndan sonra Çelebi Mehmet zamanında Devşirme Kanunu ile Hıristiyan halk arasından seçilmeye başlanmıştır. Bu gençler yeteneklerine göre çeşitli askeri ocaklara ya da Enderun’a (saray okulu) gönderilerek sadrazamlık makamına kadar yükselme şansına sahip olmuşlardır.
Kapıkulu askerleri, Piyadeler ve Süvariler olmak üzere iki kısımdan oluşurdu. Piyadeleri, Yeniçeri Ocağı, Acemi Oğlanlar Ocağı, Cebeci Ocağı, Topçu Ocağı, Top Arabacıları Ocağı, Humbaracılar, Lağımcılar, Saka Ocağı ve Kapıkulu Süvarilerinden oluşmaktaydı. Süvarileri ise, Sipahi, Silahtar, Sağ ulufeciler, Sol ulufeciler, Sağ garipler, Sol garipler oluştururdu.

*Lağımcılar tünel kazarak ve fitil döşeyerek kale duvarlarının yıkılmasında görevliydiler.

*Humbaracılar el bombası ve top mermisi yapımı ve kullanımını gerçekleştirirler.

*Bostancılar saray ve köşklerin korunmasını sağlarlar.

* Deliler sınır boylarını korurlar

*Sakalar ordunun su ihtiyacını karşılarlardı.

*Yardımcı kuvvetler Osmanlı Devleti’ne bağlı beylik ve devletlerden ihtiyaç duyulduğunda alınan askerlerdi.

*Beşliler bulundukları kasaba, şehir ve kalelerin muhafazası ile görevliydiler.

Ulufeciler savaş ve konak yerlerinde saltanat sancaklarını korurlardı.

*Garipler ordu ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı.


2-EYALET ASKERLERİ (TIMARLI SİPAHİLER): Merkeze bağlı eyaletlerde dirlik sahiplerinin beslediği atlı askerlerdir. Bu askerlere cebelu adı verilirdi.
Osmanlı ordusunun çoğunluğunu oluştururlardı. Hepsi atlı olup devletten maaş almazlardı. Masrafları dirlik sahipleri tarafından karşılanırdı (Köylülerden alınan vergilerle).
Osmanlı dirlik sistemiyle, devlet hazinesinden para çıkmadan büyük miktarda ordunun (tımarlı sipahinin) yetiştirilmesini sağlamıştır. Bu durum devletin ekonomik yükünü azaltmıştır.
Eyalet askerlerinin tamamı Türklerden oluşurdu.
Eyalet askerleri Akıncılar, Azaplar, Yayalar, Müsellemler,Yörükler, Deliler, Gönüllüler,Beşliler, Sakalardan oluşuyordu.
3-YARDIMCI KUVVETLER: Savaş sırasında Osmanlı Devleti’ne bağlı devlet ve beyliklerden alınan kuvvetlerdir. Kırım, Eflak, Arnavutluk ve Boğdan kuvvetleri gibi.

DONANMA :  Osmanlı Devleti’nde ilk donanma faaliyetleri Orhan Bey zamanında Karesioğulları Beyliği’nin alınması ile başladı.
Karadeniz Fatih döneminde ve Akdeniz Kanuni döneminde bir Türk gölü haline getirildi.
Donanma başkomutanına Kaptan-ı derya denirdi. Diğer komutanlara Reis, deniz askerlerine Levent adı verilirdi.

AVRUPA’DAKİ GELİŞMELER

FEODALİTE (Derebeylik)

 

Feodalite, Ortaçağ Avrupasının yönetim şeklidir.

Merkezi yönetimin zayıflaması sonucu Avrupa’da soylular kendilerini korumak adına şatolar yaptırıp, şövalyeler tuttular ve kralları dinlememeye başladılar.

İstanbul surlarının büyük toplar ile yıkıldığını gören Avrupalı krallar büyük toplar döktürdüler ve derebeylerinin şatolarını yıkarak feodalite rejimine son verdiler.

COĞRAFİ KEŞİFLER

Sebepleri: 1- Doğu ülkelerinin zenginliği ve Avrupalıların bu zenginliğe ulaşma istekleri. 2- Efsane ve hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetişmesi. 3- Türklerin İstanbul’u fethederek Karadeniz ve Akdeniz’i bir Türk gölü haline getirmeleri. 4- Coğrafya bilgisinin artması. 5- Bilim ve teknik alanında ilerleme. 6- Pusulanın bulunuşu.

AMERİKA’NIN KEŞFİ

Kristof Kolomb devamlı batıya gidilirse Hindistan’a varılacağı görüşündeydi. 1492’de bu amaçla yola çıktı ve  Bahama adalarına vardı. Burasını Hindistan sandı. Ancak 1507’de Americo Vespuci  buranın yeni bir kıta olduğunu açıkladı ve yeni kıtaya Amerika adını verdi.

Bartelmi Diyaz yakalandığı bir fırtına sonucunda Fırtınalar Burnu’nu ( Ümit Burnu) dolaşarak Hindistan’a vardı. 

Macellan 1519’da dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamak için Amerika’nın güneyindeki Macellan Boğazı’nı dolaşarak Filipinler’e kadar geldi. Burada ölünce seyahati Del Kano tamamladı.

Coğrafi keşiflerin sonuçları: 1- Keşiflerden en çok yararlanan Portekiz ve İspanya ele geçirdikleri yerlerde sömürge imparatorlukları kurdular. 2- İpek ve Baharat yolları değişti. Akdeniz limanları önemini kaybetti. Atlas Okyanusu kıyısındaki şehirler önem kazandı. 3- Keşfedilen yerler yağmalandı. Avrupa’da hayat seviyesi yükseldi. Avrupa’da zengin burjuva sınıfı ortaya çıktı. 4- Sömürgeler Avrupa sanayinin pazarı ve hammadde kaynağı  haline geldi. 5- Avrupa’dan keşfedilen yerlere göçler oldu. 6- Keşifler sonunda şehirleşme başladı. 7-Deniz taşımacılığı sayesinde zengin bir sınıf ortaya çıktı. Bunlar kültür ve sanat hareketlerini desteklediler. Böylece Rönesans’ın yayılması hızlandı. 8- Avrupalılar Amerika ve Afrika yerlilerine tam bir soykırım yaptılar. Böylece Amerika’da Kamçılı Medeniyet kuruldu. 9-Dünyanın yuvarlak olduğu anlaşıldı. 10- Bilinmeyen bitki ve hayvanlar keşfedildi.Mısır, tütün, patates, domates, portakal, vanilya, kakao Amerika’dan Avrupa’ya ; pamuk, şekerpancarı, kahve ve yoğurt Avrupa’dan Amerika’ya taşındı.11- Sömürgelerden getirilen altın ve gümüş gizlice Osmanlı pazarlarına sokuldu, böylece Osmanlılarda ilk enflasyon başladı.12- Osmanlı gümrük gelirleri azaldı. Azalan gelire karşı Osmanlılar yeni vergileri artırdılar. Bu da ülkede ayaklanmalara sebep oldu.

RÖNESANS ( Yeniden doğuş)

XV. ve XVI. Yüzyılda Avrupa’da düşünce, sanat ve bilimde görülen değişme ve ilerlemelere Rönesans adı verilir.

Rönesans, insanın Ortaçağ bilgisizliğinden kurtularak hür, tenkitçi bir kişilik kazanmasını sağlamıştır.

Rönesans önce İtalya’da başladı. Çünkü İtalya:

1-Roma İmparatorluğu’nun mirası üzerine kurulmuştu.

2-Akdeniz kültürüne sahipti.

3-İstanbul’un fethinden sonra bilginler İtalya’ya kaçmışlardı.

RÖNESANS’I HAZIRLAYAN SEBEPLER

1-Eski Roma ve Yunan medeniyetinden kalma eserlerin okunması, incelenmesi

2-Matbaanın bulunması ile eski eserlerin basılması, yeni düşüncelerin hızla yayılması

3-Coğrafi keşifler sonrasında Avrupa halkının zenginleşmesi ve sanat-edebiyattan zevk alan insanların doğması

4-XV. ve XVI. Yüzyılın dahiler yüzyılı olması

5-İtalya’da düşünür ve sanatçıları koruyan Medici adı verilen kişilerin bulunması

 

(Hümanizm:Eski Yunan ve Roma edebiyatını inceleyen kişilere Hümanist, bu eserlerin incelenmesine Hümanizm adı verilir.)

RÖNESANS’IN SONUÇLARI

1-Skolastik düşünce (Kilisenin değişmez kuralları) yıkıldı, yerine gözleme ve deneye dayalı düşünce yerleşti.

2-Eserler yerli dillerde yazıldığından milli diller gelişti ve milli edebiyatı doğuracak şartlar olgunlaştı.

3-İncil yeniden incelendi. Sonuçta Reform hareketleri başladı.

4-Avrupalılar her alanda ilerleme sağladılar. Teknik gelişmeler hızlandı.

5-Bilimde elde edilen gelişmeler endüstrinin doğmasına sebep oldu.

6-Yeni ve orijinal eserler meydana getirildi.

7-Rönesans mimarisi adı verilen yeni bir tarz gelişti.