II. ÜNİTE
ESKİ ÇAĞLARDA TÜRKİYE VE ÇEVRESİ
Yazının henüz bilinmediği döneme tarih öncesi çağlar denir. Bu dönem Taş çağı, Kalkolitik çağ ve Tunç çağı olmak üzere üç bölüme ayrılır.
Taş çağı, üç bölümde incelenir:
1-Eski Taş
2-Orta Taş
3-Cilalı Taş
Eski Taş dönemine ait Türkiye’deki önemli merkezler Antalya çevresindeki Karain, Beldibi ve Belbaşı mağaralarıdır.
Karain mağarası Türkiye’nin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biridir.
Orta Taş döneminin en önemli yerleşim merkezleri Antalya çevresindeki Beldibi, Göller bölgesindeki Baradiz, Samsun yakınlarındaki Tekkeköy, Ankara çevresindeki Macunçay’dır.
Cilalı Taş döneminin en önemli merkezleri ise Diyarbakır Çayönü, Gaziantep Sakçagözü ve Konya Çatalhöyük’tür.
Çatalhöyük ilk kent yerleşmesinin gerçekleştiği yer olarak kabul edilmektedir (M.Ö. 6800-5700).
Kalkolitik yani Taş Bakır Çağı’nın en önemli merkezleri Burdur Hacılar, Çanakkale Truva, Yozgat Alişar, Çorum Alacahöyük, Denizli Beycesultan ve Van Tilkitepe’dir.
Burdur Hacılar’da ele geçen kadın heykelcikleri bereketi simgeler.
Truva’da Ege bölgesinin en eski ev tipi olan megaronlar ortaya çıkarılmıştır. Megaronlar ortasında bir ocak bulunan genellikle dikdörtgen planlı bir oda ve küçük bir giriş bölümünden oluşmaktadır.
Tunç Çağı, Türkiye’de Asur kolonileri çağını kapsar. Bu dönemde Türkiye’de Asurlu tacirler tarafından getirilen çivi yazısı kullanılıyordu. Türkiye’de yazının bulunmasıyla ilk yazılı belgeler Kayseri yakınlarında Kültepe’de bulunmuştur. Çivi yazısı ile kil tabletlere yazılan bu belgeler ticari ve hukuki konularla ilgiliydi.
*Türkiye’de ilk siyasi birliği Hattiler kurmuştur.
*Anadolu’da ilk güçlü siyasi birlik Hititler tarafından kurulmuştur.
HİTİTLER
M.Ö. 2000 başlarında Kafkaslar üzerinden Türkiye’ye gelen Hititler Kızılırmak havzasına yerleşmişlerdir.
Hititler M.Ö. 1800 yıllarında Hattuşaş ( Boğazköy) merkez olmak üzere I.Hattuşili (Labarna) tarafından kurulmuşlardır.
Hitit tarihindeki en önemli olay Kadeş Savaşı’dır.
Hititler M.Ö. 1200 yıllarında batıdan gelen Ege göçleri sonucunda yıkıldı.
KADEŞ SAVAŞI
Tarih: M.Ö. 1296
Taraflar: Hititler X Mısırlılar
Sebep: İki ülkenin de Kuzey Suriye’yi istemeleri
Sonuç: İki taraf da gerekli başarıyı sağlayamayınca Kadeş Antlaşması ile savaş sona erdi.
Önemi: Savaş sonunda 1280’de imzalanan Kadeş Antlaşması tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır.
FRİGYALILAR
Frigler, M.Ö. 1200 yıllarında Boğazlar üzerinden Anadolu’ya gelen Balkan kökenli boylardan biridir. Frigya Devleti Gordios tarafından başkent Gordion olarak kurulmuştur.
Friglere, Kimmerler son verdiler.
LİDYALILAR
Batı Anadolu’da Gediz ile Menderes ırmakları arasındaki bölgeye ilk çağda Lidya adı verilirdi. Frigya Devleti’nin yıkılmasından sonra Giges tarafından kuruldu. Başkentleri Sardes şehridir. Lidyalılara, Persler son vermiştir.
İYONYALILAR
İlk çağda İzmir Körfezi’nden Güllük Körfezi’ne kadar uzanan Batı Anadolu kıyılarına İyonya adı verilirdi.
Milet, Efes, Foça ve İzmir önemli İyon şehirleridir.
İyonyalılar önce Lidyalıların, sonra Perslerin hakimiyeti altına girdiler.
URARTULAR
M.Ö. 9. yüzyılda Van Gölü çevresinde kurulmuştur. Devletin kurucusu I. Sardu, başkenti Tuşpa (Van) ‘dır. Medler tarafından yıkıldılar.
M. Ö. 2. BİNDEN M. Ö. 6. YÜZYILA KADAR TÜRKİYE’DE KÜLTÜR VE UYGARLIK
DEVLET YÖNETİMİ
Hitit Devleti’nin başında büyük kral unvanını taşıyan bir kral bulunurdu. Kral, aynı zamanda baş komutan, baş rahip ve baş yargıçtı. İlk zamanlar kralın yetkileri Pankuş adı verilen bir meclis tarafından sınırlandırılmıştı. Asillerden oluşan Pankuş meclisi, kralı denetleme yetkisine sahip olup gerektiğinde kral ve kraliçeyi yargılar ve haklarında hüküm verebilirdi. Hititlerde kraldan sonra en yetkili kişi tavananna denilen kraliçeydi.
Frigyalılar, Lidyalılar ve Urartular krallıkla yönetilmekteydi. İyon kent devletleri ise önce krallar sonra soylulardan meydana gelen oligarşik bir meclis tarafından yönetildiler. Frig kralları genellikle Midas adıyla anılırdı. Urartu kralları ise geniş yetkilere sahip olup ülkeyi tanrı Haldi adına yönetirlerdi.
İlkçağda Türkiye’de kurulan devletlerde adaletin simgesi Güneş’ti. Hitti yasaları Hammurabi ve Asur yasalarına göre daha insancıldı. Ölüm cezası çok ender verilirdi.
DİN VE İNANIŞ
Hitit dini çok tanrılıydı. Hitit döneminde Anadolu, Bin Tanrı İli olarak tanındı.
Frigyalılar, ziraatçi bir kavim olduğundan en büyük tanrıları toprak ve bereket tanrıçası Kibele idi. Urartuların en büyük tanrısı savaş tanrısı Haldi idi. Lidyalılar din konusunda Yunanlıların etkisinde kalmışlar ve Artemis, Zeus gibi Yunan tanrılarına tapmışlardır. Lidyalılar ve Frigyalılar Kibele’ye de saygı göstermişlerdir.
SOSYAL HAYAT VE EKONOMİK YAŞAM
Hititlerde halk:
1-Yöneticiler (Soylular)
2-Rahipler
3-Hürler (Askerler, memurlar, tüccarlar, köylüler)
4-Namralar (Hürler ile köleler arasında bir sınıf)
5-Köleler ( Savaş esirleri) den oluşuyordu.
Hititler dışında Türkiye’de kurulan devletlerde toplum:
1-Soylular
2-Hürler
3-Kölelerden oluşuyordu.
Ticarete büyük önem veren Lidyalılar, bu amaçla Efes’ten başlayarak, Mezepotamya’ya kadar uzanan ünlü Kral Yolu’nu oluşturdular. M.Ö. 700 yıllarında Lidyalıların ilk parayı bulmaları, ticaretin gelişmesi yönünden büyük yarar sağladı.
YAZI, DİL VE EDEBİYAT
Hititler iki çeşit yazı kullanmışlardır:
1-Çivi yazısı
2-Hiyeroglif (Resim yazısı)
Hititler tarih yazıcılığına büyük önem vermişlerdir. Tarihi olaylar her yıl anal adlı yıllıklara kaydedilmiştir. Anallarda olaylar doğru olarak aktarılmıştır. Bunun sebebi, Hitit krallarının yaptıkları işleri tanrılara bildirmiş olmalarıdır.
Hititlerin en önemli destanı Kumarbi Destanı’dır.
Frigyalıların Fabl adı verilen hayvan öykülerinin yaratıcısı oldukları sanılmaktadır.
İyon edebiyatının en önemli eserleri Homeros’un İliada ve Odeysseia (İlyada ve Odesa) destanlarıdır.
BİLİM VE SANAT
Hititler mimarlık alanında oldukça ileriydiler. Hitit yapılarında ilk göze çarpan özellik anıtsal, yani büyük hacimli olmalarıdır. Yapıtların duvarlarına Ortostad denilen büyük boyutlu ve tasvirli kabartmalar yapmışlardır. Hitit kabartma sanatının en önemli eserleri Yazılıkaya ve İvriz kabartmalarıdır.
Frigyalılar tümülüsler (Büyük kaya mezarları) yapmışlardır. Bunların en ünlüsü Midas’ın mezarıdır. Ayrıca fibula denilen ilk çengelli iğneyi Frigyalıların bulduğu sanılmaktadır.
Lidyalılar dokumacılık, çömlekçilik, dericilik ve madencilikte ilerlemişlerdi.
Efes ve Milet’te bulunan saraylar ve tapınaklar İyonyalılarda mimarinin geliştiğini göstermektedir.
Urartuların mimariye getirdikleri en önemli yenilik, apadana adı verilen sütunlu kabul salonudur.
M.Ö. 6. YÜZYILDAN M.S. 11. YÜZYILA KADAR TÜRKİYE
M.Ö. 6. yüzyıldan M.S. 11. yüzyıla kadar Anadolu toprakları üzerinde sırasıyla Pers, İskender, Roma ve Bizans imparatorlukları egemen olmuşlardır.
PERSLER
M.Ö 9. yüzyıldan başlayarak İran’da Hint Ari kökenli iki kabile görülür. Bunlar Medler ve Perslerdir.
M.Ö. 550’dea Persler II. Kirus (Keyhüsrev)’in yönetiminde Med Krallığı’na son verdiler.
Persler döneminde ünlü Kral Yolu yapılmıştır.
Pers egemenliği Anadolu’da iki yüzyıl devam etti. Persler Anadolu’yu satraplıklara (Eyaletlere) ayırdılar. Satraplıkların başında bağımsız yöneticiler (satraplar) bulunuyordu.
M.Ö. 333’te Büyük İskender tarafından yıkıldılar.
İSKENDER İMPARATORLUĞU (MAKEDONYA DEVLETİ)
Makedonya Devleti, M.Ö 7. yüzyılda Yunanistan’ın kuzeyinde kurulmuştur. Makedonya’nın güçlenmesi II.Filip zamanındadır. II.Filip döneminde Makedonya, Balkanların büyük bir bölümünü ve Yunanistan’ı egemenliğine alarak Balkan Yarımadası’nın en güçlü devleti oldu.
II.Filip Yunan site devletlerinin birbirleri ile mücadelelerinden faydalanarak Helen Birliği’ni kurdu. Helen Birliği Yunan site devletlerinin Makedonya’nın egemenliğini tanımasını sağladı.
II.Filip ölünce yerine oğlu Büyük İskender geçti.
Büyük İskender Persler ile üç büyük savaş yaptı:
1-Granikos (Biga Çayı)
2-İssos (Bu savaş ile Anadolu’daki Pers egemenliğine son verdi.)
3-Gavgamela
Büyük İskender’in seferleri ile başlayan döneme Helenistik dönem adı verilir. Helenizm eski Yunan uygarlığı ile doğu uygarlığının karışımıdır. İskender fetihlerini sağlamlaştırmak için ele geçirdiği ülkeleri Helenleştirmiştir. Mesela İskender bu amaçla bir günde on bin Yunanlı askeri Pers kızlarıyla evlendirdi. İskender doğu ile batının kültürel birliğini kurmak istiyordu.
Büyük İskender’in ölümünden sonra, imparatorluk parçalandı ve toprakları üzerinde:
1-Mısır’da Ptolemeler Krallığı
2-Trakya ve Batı Anadolu’dan Hindistan’a kadar uzanan topraklarda Selevkoslar Krallığı
3-Makedonya’da Antigonitler Krallığı kuruldu.
Siyasi tarih açısından Anadolu’nun en karışık dönemlerinden birisi, Selevkosların buraya egemen olmaları ile başlamıştır. Selevkosların yanında Anadolu’da ulusal krallıklar kuruldu:
1-Bitinya Krallığı (Kuzey Batı Anadolu’da)
2-Pontus Krallığı ( Karadeniz’in güney kıyılarında)
3-Kapadokya Krallığı ( Orta Anadolu’da)
4-Bergama (Pergamon) Krallığı (Batı Anadolu’da)
Bitinya ve Bergama krallıkları Yunan uygarlığının, Pontus Krallığı doğu uygarlığının temsilcileri oldular.
Bergamalılar, 200.000 ciltlik eserin bulunduğu bir kütüphane yaptılar. Ayrıca Mısır papirüsünün yerini tutması için koyun ve keçi derisinden parşömen adı verilen bir kağıt ürettiler.
Bergamalılar bir çok saray ve tapınak da yaptılar. Bunların en önemlisi Zeus tapınağıdır. Bu tapınak 19y yüzyılda Almanlar tarafından yapılan kazılarda ortaya çıkarılmış ve Berlin’e götürülerek özel bir salonda yeniden kurulmuştur.
ROMA İMPARATORLUĞU
İtalya’da M.Ö 753 yılında Romulus tarafından kurulmuştur.
Roma’da 313 yılında Milano Fermanı ile Hıristiyanlık serbest bırakıldı ve 381 yılında Roma’nın resmi dini olarak kabul edildi.
Roma İmparatorluğu 395’te Doğu ve Batı diye ikiye ayrıldı. Batı Roma İmparatorluğu 476’da, Doğu Roma İmparatorluğu ( Bizans) 1453’te yıkıldı.
Türkiye’de Roma döneminden pek çok eser bulunmaktadır. İstanbul’da Bozdoğan Su kemeri, Çemberlitaş, Ankara’da Augustus Mabedi, Roma Hamamı ve Antalya’daki Aspendos Tiyatrosu bunların en güzel örnekleridir.
BİZANS İMPARATORLUĞU
Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Anadolu Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırları içinde kaldı.
Bizans en güçlü dönemini Jüstinyen zamanında yaşadı. Jüstinyen zamanında Akdeniz, bir Bizans gölü haline geldi.
Bizans İmparatorluğu 1453’te Fatih Sultan Mehmet tarafından yıkıldı.
Yurdumuzda Bizans döneminden kalma eserlerin en önemlileri İstanbul’da bulunmaktadır. Bunlar Ayasofya Müzesi, Hora Kilisesi, Yerebatan Sarnıcı, Aya İrini Kilisesi, Binbirdirek Sarnıcı, İstanbul surları ve su kemerleridir.
B. ESKİ ÇAĞLARDA TÜRKİYE’NİN ÇEVRESİNDEKİ KÜLTÜR VE UYGARLIKLAR
MEZOPOTAMYA
Mezopotamya, iki ırkmak arasındaki ülke demektir. Coğrafi bölge olarak Anadolu’nun güneydoğusundan Basra Körfezi’ne kadar uzanan, Dicle ve Fırat ırmakları arasındaki topraklar Mezopotamya’yı oluşturur.
Mezopotamya’da ilk çağda Sümer, Akad, Elam, Babil ve Asur devletleri kurulmuştur.
SÜMERLİLER
Asya kökenli bir kavim olan Sümerler, M.Ö. 3500 yıllarında Mezopotamya’ya gelip yerleştiler. Sümerler Mezopotamya’da Ur, Uruk, Kaş, Eridu Umma, Lagaş gibi önemli kent devletleri kurdular. Kent devletlerinin başında rahip krallar vardı.
Mezopotamya kültür ve Uygarlığının temelleri Sümerler tarafından atıldı.
M.Ö.2750 yıllarında Uruk Kralı Lugalzagizi Aşağı Mezopotamya’da siyasi birliği gerçekleştirmek için Sümer kent devletlerini bir yönetim altında topladı.
M.Ö. 2350’de Akadlar, Sümer egemenliğine son erdiler. Sümerlerin siyasi varlıklarına kesin olarak Elamlılar son vermişlerdir.
AKADLAR
M.Ö. 4. BİNDE Arabistan’dan göç eden Sami kavimlerinden oluşan Akadlar, Fırat ırmağı kıyısına gelip yerleştiler.
M.Ö. 2350’de Sümer hakimiyetine son veren Sargon Akad Krallığı’nı kurdu.
Akadlar Mezopotamya’da tarihin ilk büyük imparatorluğunu kurdular.
Gutiler, Akad İmparatorluğu’na son verdiler.
ELAMLILAR
Elamlılar, Sami kavimlerindendi ve Mezopotamya’nın güneydoğusunda yaşıyorlardı. Başkentleri Sus şehriydi.
Asurlular, Elam egemenliğine son vermişlerdir.
BABİLLİLER
Babillilerin siyasi tarihi I. Babil Devleti ve II. Babil Devleti olmak üzere ikiye ayrılır.
I.BABİL DEVLETİ
M.Ö. II. Binde Samilerin bir ikolu olan Amurrular tarafından kuruldu. En güçlü dönemini Hammurabi zamanında yaşadı.
Hammurabi, Sümer ve Akad yasalarını toporlayarak zamanının ihtiyaçlarına göre
Düzenledi ve ünlü Hammurabi Kanunları meydana geldi.
I.Babil Devleti, Hititler tarafından yıkıldı.
II.BABİL DEVLETİ
Babil, uzun süre Asur egemenliği altında kaldı. Babilliler, Medlerle birleşerek M.Ö. 612’de Asur egemenliğine son verdiler ve II. Babil Devleti kuruldu.
II. Babil Devleti’ne Persler sona erdi.
ASURLULAR
Yukarı Mezopotamya’da yaşayan Asurlular, Sami ırkından bir topluluktu. Başkentleri Ninova şehri idi.
Mezopotamya ile Anadolu arasındaki ticareti yürüten Asurlular, Anadolu’da ticaret kolonileri kurdular. Bunların en büyüğü Kültepe ( Kayseri) idi.
Asurbanipal döneminde Asurlular en güçlü dönemlerini yaşadılar.
Medler ve Babilliler birleşerek Asurlulara son verdiler.
MISIR
Heredot’un deyimiyle “Mısır, Nil’in bir armağanıdır.”
Mısır’ın siyasi tarihi M.Ö. 3000 yıllarında Kral Menes’in siyasi birliği kurmasıyla başlar. Bu dönem aynı zamanda Firavunlar döneminin başlangıcıdır.
Mısır tarihinde Kadeş Savaşı’nın önemli bir yeri vardır. (Bkz. Hititler)
M.Ö.525’te Mısır’ın siyasi tarihi Perslerin istilasıyla son bulmuştur.
Mısır M.Ö. 332’de Büyük İskender tarafından bir eyalet durumuna getirilmiştir.
Çöller ve denizler gibi doğal sınırlarla çevrili olması nedeniyle Mısır, dış istilalardan korunmuş ve bunun sonucu olarak da, diğer uygarlıklardan etkilenmemiştir.
DOĞU AKDENİZ MEDENİYETİ
Ege ve Yunan uygarlığı; Girit, Yunanistan, Makedonya, Trakya ve Batı Anadolu’da yaşayan toplulukların oluşturduğu bir uygarlıktır.
Ege ve Yunan uygarlığının ilk ortaya çıktığı yer Girit adasıdır.
AKALAR
M.Ö. 2. binde Anadolu’dan gelen Akalar (Mikenler) Yunanistan’ın Mora Yarımadası’na yerleştiler. En önemli merkezleri Miken şehri idi.
Akalar Kral Agamemnon zamanında Boğazların egemenliği için Truvalılarla savaştılar.
Aka egemenliğine Dorlar son vermişlerdir.
DORLAR
M.Ö. 12. yüzyılda Akalara son vererek kuruldular.
Yunanistan’da polis adı verilen kent devletleri kurdular. Bunların en önemlileri Atina, Isparta idi.
FENİKELİLER
M.Ö. 1200 yıllarında tarih sahnesine çıkan Fenikeliler, Suriye ve Lübnan kıyılarına yerleştiler.
Fenikeliler denizciliğe yönelmişlerdir.
Ayrı ayrı kent devletleri halinde yaşayan Fenikelilerin en önemli kent devletleri, Sayda, Biblos (Sidon), Sur ve Kuzey Afrika’daki Kartaca idi.
Fenikeliler, Asur, Babil, Pers ve Yunanlılara vergi vermek suretiyle varlıklarını sürdürebilmişlerdir.
İBRANİLER
Sami ırkından olan İbraniler M.Ö. 1200 yıllarında Filistin’e gelerek yerleştiler.
M.Ö. 1000 yıllarında Hz.Davut tarafından kurulan İbrani Krallığı’nın başkenti Kudüs idi.
İbraniler, Hz.Musa’ya inandıkları için Musevi adıyla da anılırlar.
İbraniler, en güçlü dönemlerini Hz. Süleyman zamanında yaşadılar.
Hz.Süleyman’ın ölümünden sonra İbraniler İsrail ve Yahudi (Yuda) devleti olmak üzere ikiye ayrıldılar.
İsrail Devleti’ne Asurlular, Yahudi Devleti’ne Babilliler son verdiler.
DEVLET YÖNETİMİ
Mezopotamya’da başında kral ve yardımcılarının bulunduğu şehir devletleri hakimdi. Zamanla bu kent devletleri devlet durumuna geldiler. Babilliler zamanında imparatorluk düzeyine eriştiler. Asurlular zamanında ise tam bir merkeziyetçi devlet düzeni ortaya çıkmıştır.
Sümerlerin ilk zamanlarında her kent (site) ayrı bir devletti. Bu devletleri ensi veya patesi adı verilen rahip krallar yönetiyordu. Patesilerden biri çevresindeki kentlere egemen olursa lugal, bütün Sümer ülkesine egemen olursa lugalkalma unvanını alırlardı.
Mezopotamya’da olduğu gibi Mısır’da da siyasi örgütlenme kent devletlerinin (nom) kurulması ile başlar. Kral Menes’ten sonra Mısır mutlak krallıkla yönetilmiştir. Mısır krallarına Firavun denirdi. Mısır’da katiplik en yüksek devlet memurluğuydu.
Yunanistan’da her kent ayrı bir devletti. İlk zamanlar her kenti krallar yönetiyordu. Zamanla güçlenen asiller yönetimi ele geçirdiler. Ancak savaş zamanında asiller, yönetimi tiran adı verilen kişilere bırakırlardı.
DİN VE İNANIŞ
Mezopotamya devletleri din konusunda Sümerlerin etkisinde kalmışlardır. Sümerler, ölümden sonra yaşama inanıyorlardı ve dinleri çok tanrılıydı.
Sümerlerin en büyük tanrıları, gök tanrısı Anu, yer tanrısı Enlil ile okyanus tanrısı Enki idi.
Mezopotamya’da tapınaklara Ziggurat adı verilirdi. Üst üste kulelerden meydana gelen zigguratlar aynı zamanda rasathane olarak kullanılırdı.
Mısır’da çok tanrılı bir din anlayışı egemendi. Güneş tanrısı Amon-Ra en büyük tanrılarıydı.
Mısırlılar insanların öldükten sonra da yaşayacaklarına inanırlardı. Bu inancın etkisiyle cesedlerini mumyaladılar.
Mezopotamya’da tapınaklara Ziggurat adı verilirdi. Üst üste kulelerden meydana gelen zigguratlar aynı zamanda rasathane. Yunanistan’da her 4 yılda bir Zeus adına Olimpiyat Oyunları düzenlenirdi.
Tek tanrı inancı ilk defa İbranilerde görülür. İbrani dininin kutsal kitabı Hz. Musa’ya gönderilmiş olan Tevrat’tır. Tevrat’ın temelini 10 Emir oluşturur.
SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT
Mezopotamya devletlerinde krallar ve rahipler toplumun en üst sınıfını oluştururlardı.
Onların dışında kalan halk üç sınıfa ayrılırdı:
1-Soylular
2-Hürler
3-Köleler
Hukuk düşüncesini ilk geliştiren Sümerler olmuştur. Dünyada ilk yazılı kanunları Sümer kralı Urukagina yapmıştır ( M.Ö. 2375).
Mezopotamya’da hukuk alanında en gelişmiş kanunları çıkaran Babil kralı Hammurabi’dir.
Mezopotamya devletleri, zengin ve uygarlıkta ileri olmalı nedeniyle sürekli olarak çevrelerindeki kavimlerin saldırılarına uğruyorlardı. Bu nedenle güçlü ordulara sahip olma gereği duymuşlardır.
Babil ve Asurların ücretli askerlerden meydana gelen daimi orduları vardı. Atlı birlikleri ilk kullanan Asurlular oldu.
Mısır’da Firavunlar ve üst yöneticilerden sonra halk 5 bölüme ayrılırdı:
1-Memurlar ve katipler
2-Rahipler
3-Askerler
4-Kentliler ve Köylüler
5-Köleler
Mısır’da düzenli bir adli örgüt vardı. Mısır’da ilk kanun koyucu Menes’tir. Mısır’da her kentin ayrı bir mahkemesi vardı. Bu mahkemelerin üstünde Altı Büyük Ev adında yüksek bir mahkeme vardı.
Ege ve Yunanistan’da halk:
1-Büyük toprak sahibi soylular
2-Tüccarlar
3-Küçük toprak sahipleri olmak üzere üçe ayrılırdı.
YAZI, DİL VE EDEBİYAT
Sümer dili, Türkçe’nin de içinde yer aldığı Asya kökenli diller grubundandır. Sümerlerin Gılgamış, Tufan ve Yaradılış destanları önemlidir.
Mısır yazısına Hiyeroglif adı verilir (Resim yazısı). Hiyeroglif taşlar üzerine kazılır ya da papirüs denilen bir tür kağıda yazılırdı.
Yunanlılar M.Ö. 8. yüzyıl başlarına doğru Fenikelilerden öğrendikleri yazıyı bazı değişikliklerle kendi dillerine uyarladılar. Yunan edebiyatının en önemli destanı Homeros’un İlyada ve Odessa destanlarıdır.
Fenikelilerin dünya uygarlığına en önemli katkıları, Mısır’dan öğrenip geliştirdikleri yazıyı harf yazısı haline getirmeleridir. 22 harften oluşan alfabeyi bulmuşlardır. Bu alfabeyi daha sonra Yunanlılar ve Romalılar geliştirdiler ve günümüzdeki Latin alfabesi ortaya çıktı.
BİLİM VE SANAT
Sümerler burçları bulmuşlardır.
Bir yılı 360 gün, bir ayı 30 gün, bir haftayı 7 gün, bir yılı 12 ay olarak hesaplamışlardır. Bir günü 12’şer saatlik gece ve gündüz bölümüne ayırmışlardır.
Sümerler ayrıca uzunluk, alan, ağırlık ve hacim ölçülerini bulmuşlar ve dairenin çevresini 360 derece olarak hesaplamışlardır.
Sümer yapılarında malzeme olarak daha çok kerpiç ve tuğla kullanılmıştır. Bunun nedeni, Aşağı Mezopotamya’da taşın az bulunmasıdır.
Babil Kulesi Mezopotamya sanatının en önemli eserlerindendir. Babil Kulesi önemli bir ziggurattır.
Mısırlılar, matematikte ondalık sistemi bulmuşlar, dört işlemi kullanmışlardır. Tarım ürünlerinden alınan verginin hesaplanması ve Nil nehrinin taşması sonucunda kaybolan sınırların hesaplanması matematik ve geometrinin gelişmesini sağlamıştır.
Mısırlılar bir yılı 365 gün olarak kabul ettiler. Yılı 3 mevsime böldüler (taşma, ekme, biçme).
Mısır’da tıp mumyacılık sayesinde gelişti.
Mısır sanatının en önemli eserleri piramitlerdir. Firavunlar adına yapılan piramitler, ölümsüzlüğün bir işaretiydi.
Yunanlılar felsefe alanında ilerlediler. Sokrat, Eflatun ve Aristo önemli Yunan filozoflarındandır. Heredot ise önemli bir Yunan tarihçisidir. Yunan hekimi Hipokrat, tıbbın önemli bir ismidir. Dünyanın her yerindeki tıp fakültesi mezunları Hipokrat yemini ederek göreve başlarlar.
İbrani sanatının en güçlü eseri ise Hz. Süleyman zamanında Kudüs’te yapılan Mescid-i Aksa’dır.