Zülüflü İsmail Paşa
Antalya’ya gidiş Yozgat’tan dönüş, kar, kış…
Çankaya Köşkü’nün rahat ve sıcak salonlarına dönüşte Mustafa Kemal çevresindekilere şu hikayeyi anlatır:
“Biz Harbiye’de öğrenci iken, okulun sobaları yanmazdı. Bütün kış, titreşir dururduk. Nihayet bir gün arkadaşlar beni müdüre çıkarmak için seçtiler. Müdür, Zülüflü İsmail Paşa adında bir saray adamı idi. Müsaade aldık, huzura çıktık; önce Padişaha sonra müdüre dualarımızı arz ettik. Nihayet, maksada geldik, işi anlatmak istedik. Ama müdür, daha ilk cümlelerde kükredi: Ne soğuğu be nankörler! Padişah nimeti gözünüze dizinize dursun. Görmüyor musunuz? Sobalar nasıl gürül gürül yanıyor. Defolun buradan! Gerçekten, müdürün sobası gürül gürül yanıyordu. Müdür, buram buram terliyordu, sıcaktan göğsünü bağrını açmıştı ve zannediyordu ki, bütün okulun sobaları da böyle yanar… Çocuklar, biz bu Çankaya Köşkü’nde, bazen, galiba bu Zülüflü İsmail Paşa gibi kendimizi aldatıyoruz…”
Noelle ROGER, Olaylar ve Atatürk, s.39